.

.

E-posta Yazdır PDF

ŞEHİDİN HALİ VE TEMENNİSİ

ALİ  İMRAN SURESİ 170  - 171 . AYETLER

 

ŞEHİDLERİN TEMENNİLERİ

 

 

فَرِحِينَ بِمَا آتَاهُمُ اللهُ مِنْ فَضْلِهِ وَيَسْتَبْشِرُونَ بِالَّذِينَ لَمْ يَلْحَقُوا بِهِمْ مِنْ خَلْفِهِمْ أَلاَّ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ

 

وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ 170

 

يَسْتَبْشِرُونَ بِنِعْمَةٍ مِنَ اللهِ وَفَضْلٍ وَأَنَّ اللهَ لاَ يُضِيعُ أَجْرَ الْمُؤْمِنِينَ 171

                              

 Ayetlerin Mealleri:        

170- Allah'ın, lütuf ve kereminden kendilerine ver- dikleri ile sevinçli bir halde arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşleri hakkında hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesi nin sevincini duymaktadırlar.

171- Onlar, Allah'tan gelen nimet ve keremin; Al- lah'ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesinin sevinci içindedirler.

Ali İmran Suresi 170- 171. Ayetlerin Tefsiri:

فَرِحِينَ بِمَا آتَاهُمُ اللهُ مِنْ فَضْلِهِ  

(Allahın, fazlından onlara verdiği ile ferahlanırlar.) Şehadete muvaffak etmesidir. Ebedi ha yata nail olmak, Allaha yakın olmak, cennet nimetleri ile nimetlen mek.

Resulullah’tan şöyle rivayet edilmiştir “Kardeşleriniz Uhud’da şehid olunca Allahu Teala onların ruhlarını yeşil kuşların havsa- lalarına (kursak) koydu. Cennet nehirlerinde dolaşırlar, meyvala- rından yerler, Arşın gölgesinde asılı kandillere sığınırlar.”

وَيَسْتَبْشِرُونَ   (Müjdelenirler) Müjdeler ile sevinirler.

بِالَّذِينَ لَمْ يَلْحَقُوا بِهِمْ   (Henüz kendilerine kavuşmayanlar ile.)

 Henüz öldürülmeyen kardeşleri ile.

مِنْ خَلْفِهِمْ   (Arkalarından.)

 Onlardan sonra hayatta kalanlar. Kendileri onları şehid olarak geçmişlerdi. Denildiki onlara kavuş- mamış, onların fazilet ve menzilini bilmemişler.

أَلاَّ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ   (Onlara korku yok, onlar mahzunda değillerdir.)

 Mana: Ahıret hallerinde kendilerine beyan edilenler ile müjdelenirler, kendilerinden sonra öldürülüp şehit olacakları hallerini, ölmekle dirileceklerini ve korku elden çıkan şeyin korkusu ve üzüntüsü olmayacağını bilmekle sevinirler. Burdan anlaşıldığına göre insan şu beden değildir. Belki zatıyla idrak edici olan bir cevherdir. (ruhtur) Bedenin harap olması ile yok olmaz. İdrak etmesi, elem duyması lezzetlemeside bedene bağlı değildir.

Şehidlerin halinin zikredilmesi ve sonra gelenler ile müjde lenmesi cihada, teşvik, şehadete rağbetlendirmek, itaatlere ibadet lere yapışmaya teşvik, kerdeşleri içinde kendinde olan nimetleri temenni etmek, mü’minleri felah ve ilerde fevzü necat ile müjde- lemektir.

Bilki Hadisi şerifte bahsedilen şehid Allah yolunda öldürülen den başka dokuz türlüdür. Şehadet nübüvvetten üçüncü derece- dir.

Karın ağrısından, vebadan, suda boğulan, yanan, yıkıntı altın da kalan, hamile  doğumda, canavarın parçalaması ile ölenler. Allah yolunda savaşta ölen ve son olarak aşktan ölen. Zira bunun hakkında şöyle buyurmuştur: “Her kim aşık olup iffetinden dolayı gizlese, sonra ölse şehid olarak ölür.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kişinin ayrılıkta (uzak yerde) ölmesi şehadettir.  Ölüme hazırlanın ca sağına ve soluna bakar, ancak yabancıları görür (kimsesini bulamaz) ehlini evladını hatırlar nefes alır verir. Her nefesi ile, Allahu Teala binlerce bin kere günahını siler ve binlerce bin kere iyilik yazar. Onu şehidler mührü ile mühürler.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ashabının şehid olması için dua ederlerdi. İmamı Mucahidden rivayet edildiki Hazreti Ömer (Radıyellahu anhu) minber üzerinde iken “Adin cennetlerine girerler” ayetini okudu. Sonra buyurdu ki “Adin cenneti nedir? Bilirmisiniz? Cennette bir saray var ki onun beş bin kapısı var. Her kapı üzerinde yirmi bin huri var. Oraya ancak Nebi girebilir. Şu kabir sahibine müjde olsun diyerek Resulullahın (Sallallahu aleyhi ve sellem) kabrine doğru işaret etti. Veya Sıddık oraya girebilir diyerek Ebu Bekir Sıddık’ın kabrini işaret etti. Veya şehid oraya girebilir. Ömer için şehid olmak nerden olsun” (Netice de şehid olmuştur.)

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki “Her kim sadaketle Allah’tan şehidlik isterse yatağında ölse de Allah onu şehidlerin mevzilerine ulaştırır.”

يَسْتَبْشِرُونَ   (Müjdelenirler.)

 Te’kid için bu lafzı tekrar etti. Veya ilerisini bağlamak için bunu getirdi.

بِنِعْمَةٍ مِنَ اللهِ وَفَضْلٍ   (Allah’tan bir nimet ve fazıl ile.)

 Amelleri ne karşılık sevap ve ziyade ecirler. Veya cemalini göstermesi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu “Allah şehide beş keramet verdi ki peygamberlerden birine bunları ver- medi. Birisi onların ruhunu vasıta olmadan Allahu Teala kudretiye alır. İkincisi yıkanmazlar. Üçüncüsü kefenlenmezler, belki elbise- leri ile gömülürler. Dördüncüsü ölü diye isimlendirilmezler. Beşinci si şefaat edilenlere her gün şefaat ederler.”

Bu hadisi şerif rivayeti sahih ise bundan murad büyük şehadettir ki, Allah yolunda geri dönmeksizin ilerleyen, kelimei tevhidi ila ve dini aziz etmek için öldürülmektir.

 

وَأَنَّ اللهَ لاَ يُضِيعُ أَجْرَ الْمُؤْمِنِينَ   (Ve Allah, muhakkak mü’minle rin ecrini zayi etmez.)

 İmanı olanın amelleri zayi olmaz, fakat imanı olmayanın amelleri yok olur, mükafatı zayi olur.

 

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.