.

.

E-posta Yazdır PDF

HERKES HEDEFİNE YÖNELİR, ÇALIŞIR.

Allahın selam ve rahmeti üzerinize olsun. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, ali ve ashabına da salat ve selam olsun.

Bu gün bir kardeşimiz bana bir mail atmış. Yzı hoşuma gittiğinden sizlerin de okumanızı istedim.

Kur'an-ı Kerim'de Rabbimiz, Müslümanları "Müminlere kaşı merhametli kafirlere karşı şiddetli" veya "Müminlere karşı yumuşak, kafirlere karşı kuvvetli" diye tarif ederken günümüzde bazı Müslümanlarımız bunun tam tersini yapmaya başladılar.

Gayri Müslimlerin liderine gösterdiği saygıyı, ardında Cuma namazı kıldığı imama göstermiyorlar.

Halbuki bu imamın imanıyla bütün dünyanın gayri Müslimlerinin imanı tartılsa bir tek Müslüman'ın imanı ağır gelir.

Aynı üniversiteden mezun iki öğrenciden biri Müslüman öbürü Müslüman olmasa önemli bir işini gayri Müslime vermeyi ve parayı ona takdim etmeyi yeğleme tarafına gidiyor.

Yapıyor da zararını yine kendisi çekiyor.

İran Şahı Rıza Pehlevi, 1979 yılında Tahran Havaalanı'nı, İsrailli mühendislere yaptırır.

İsrailli mühendisler, binanın üstüne İsrail bayrağındaki altı köşeli Siyon yıldızını yerleştirirler.

Devrimden sonra adı İmam Humeyni havalanı olan bu binanın hâlâ üzerinde siyon yıldızı olduğunu internet atlası Google Earth'tın görüntüleriyle öğrendi dünya 29-30 Kasım 2010 tarihli gazetelerden.

Televizyon haberlerinde görmüştüm, Arap Emirliklerinde, Arap aleminin en büyük oteli yapılmış. Otelin mimarı, batılı biriymiş. Otelin yapımı bittikten sonra tanıtımı yapılırken Mimar, dünyanın en büyük Haç'ını yaptığını söyleyince anlaşılmış ki otel uzaktan bakıldığında büyük bir Haç olarak görülüyormuş.

Burada mimara kızmanın hiçbir anlamı yoktur. Adam, hangi kültürle büyümüş ise onun etkisi altında kalır. Adam ateistliğini ilan etse bile yetiştiği ortamın etkisinden kurtulamaz.

"Fatih Sultan Mehmet henüz Edirne valisi iken İstanbul'da olan bir deprem sonucu Ayasofya'nın kuzey bölümü bir tarafa meyletmiş ve yıkılma tehlikesi baş göstermişti.

Bu durum Hıristiyanları korkuya saldı.

Şehzade Mehmet, o sırada hayatta olan Mimar Ali Neccar'ı büyük bir dostluk eseri olarak Ayasofya'yı tamir ettirmesi için Bizans hükümdarına gönderdi.

Bursa ve Edirne'deki büyük camilerin mimarı olan bu usta, dört büyük payanda ile ma'bedi yıkılmaktan kurtardı.

Mimar, Ayasofya'nın özellikle, Sarıkçı dükkanları olan bölümdeki dayanak duvarlarının içine iki yüz basamaklı bir merdiven yapmıştı. İşin sonunda İmparator, ona bu merdivenleri ne amaçla yaptığını sorduğu zaman, "Gerektiğinde kurşunluğa çıkmak için" karşılığını verdi.

Bunun üzerine İmparator, Mimar Ali Neccar'ı hediyelere boğdu.

Edirne'ye dönüşünde Sultan Mehmet'e:

"Ey Sultanım, dört büyük payanda ile Ayasofya'nın kubbesini kurtardım. Tamir görevi bana kısmet oldu, onu fethetmek görevi de sana düşüyor. Hatta yapacağım minarenin temelini de hazırladım ve üzerinde ilk namazı da ben kıldım" dedi. (İstanbul Kültür ve Sanat Ansiklopedisi, Ayasofya maddesi.)

Her türlü işinizi sahsında uzman olan Müslümanlara yaptırınız.

Ülkeyi koruyacak füzelerin başında can düşmanın oturursa Muavenet gemisinde olduğu gibi yanlışlıkla düğmeye basıp beynimizi patlatır veya bir şey görmeyelim diye başımıza çuval geçirir.

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.