.

.

E-posta Yazdır PDF

İSTANBUL KOSTANTİNİYYE OLUR MU?

M. Ali Bulut'un yazısından.....

İstanbul fethinin abartılı kutlamalarına gelince.. 

Ben de kutlamalar konusunda ‘insaf’ çizgisinde kalmak için kendimi hayli zorluyorum diyebilirim. Belki fethin her yıl kutlanmasını değilse bile bu kadar gereksiz tantana ile kutlanmasını “çiğ” buluyorum.

Geçen yıl da yazdım. Bu abartı, bu masraf, lale devri tantanalarına benziyor. Her yıl CRR’de fetih kutlamaları çerçevesinde sinegog ve kilise ayin müziği dinletmekle, medenileştiğimizi sanıyoruz. Güya İstanbul’un kıymetini bildiğimizi gösteriyoruz ama bu, ama bu gizli bir itiraftır ki ‘biz size haksızlık ettik şehrinizi almakla’ demektir.

Biz yaranmaya çalıştıkça, onlar da kendilerini bu şehrin gerçek sahibi sanarak triplere giriyor, vakıflar, dernekler kurarak, bu şehrin geleceği ile ilgili projeksiyonlar yapıyorlar.  

Byzantium1200.org diye bir site var. Girin oraya göreceksiniz, Batılı dostlarınızın İstanbul için planlarını! 1200 Consepti dedikleri bu konsept bir gün gerçekleştirilirse minareler yıkılacak ve alemler haça dönüştürülecek…

İşte onların bu şehre iştahlarını kabartan ve azdıran, bizim safdil idarecilerimizdir. Sanıyorlar ki böyle bir iki kutlama ile şehre sahip olunur.  

Esasında bu tantanalı kutlamalar gösteriyor ki, biz İstanbul’a sahip olmayı hak etmiyoruz. Ona sahip olmayı, onu elde tutmayı beceremiyoruz. Gece, mezarlığın yanından geçerken yüksek sesle türkü söyleyen adamın psikolojisine benzer şekilde kutlayarak, korkumuzu dışa vuruyoruz. Hatırlarsanız, bir zamanlar, ‘Türkler İstanbul’u hak etmiyor’ diye Batıda neşriyat yapılmıştı. 

Malum, bir kavram, bir mana, bir ideal anlamını yitirdiğinde bakarsınız duvarları o mananın ulviyetini hatırlatan yazılar süslemeye başlamış  

“Temizlik imandandır, veya ‘Nasıl bulmak istiyorsanız öyle bırakınız’ ibaresi size neyi çağrıştırıyorsa öyle. Ben öyle bir yazı gördüğümde Demek bu civarda temizlik nedir bilmeyen pis, kirli, nezafetten habersiz anlayışsız insanlar yaşıyor diye düşünüyorum.

*  *  *

Bendeniz merak ettim, fetih kutlamaları ilk ne zaman başlamış diye.

Osmanlılarda hiç kutlanmamış. Gerek yok ki katlamaya, şehrin sahibi olduklarında bir tereddütleri yok ki.  

Hatta İstanbul’un çağ açıp çağ kapatan bir hadise olduğu iddiası da bizim değil. Batılıların. Batılılar bu mağlubiyeti o kadar abartmışlar ki, onun kaybını bir yeniden diriliş için başlangıç noktası yapmışlar.

Osmanlı tarih kroniklerine girin, hiçbir tarih kitabında, İstanbul’un alınması, bir sayfadan fazla anlatılmamıştır. Onlar için, İstanbul’un alınması evet önemlidir ama Peygamberin övgüsüne mazhar oldukları için önemlidir. Yoksa ha Bursayı almışsın ha Edirneyi, ha Kostantinopolis’i... Dönem tarihçileri açısından durum bu kadar basit! 

Ama bütün Bizans tarihçileri, ‘fethi’, kötü ahlakları ve kabiliyetsiz idarecileri yüzünden başlarına gelmiş bir felaket diye nitelemişler. Biz onu elimizde tutmayı hakketmediğimiz için Allah bizden aldı’ demişlerdir. Şimdi bizim birçok hadiseyi Allah’ın bela diye algıladığımız gibi…

Neden? 

Çünkü onlar neyi kaybettiğini biliyorlardı? Bizim tarafta ise, Fatih, Akşemseddin ve onlara muadil birkaç kişi daha belki biliyorlardı neyi aldıklarını. Diğerleri için İstanbul’un alınması, kıymetli büyük bir şehrin daha zaptı idi.

Dolayısıyla Osmanlı meseleyi hiç abartmamış. Kutlama yapmaya da gerek duymamış. Peki, ne zaman fethi kutlamaya ihtiyaç duymuşuz? 

-1953 yılında!

EDİTÖR:

Bahsedilen site (Byzantium1200.org) ye girip baktık, maalesef 66 tane başlık altında yüzlerce resim maket, eski bizans yeniden yapılmış, kültür başkenti laflarına taş çıkartıyor. Adamlar hayallerini adım adım gerçekleştiriyorlar.....

Resimde Atik Mustafa camisi minare yok ama haç takılmış. ayasofya da aynı.

atik_camii.jpg

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.