O Topraklar yahudiye verilecek
Çoğunluğun
itirazına rağmen Mayın Yasasını onaylayan Cumhurbaşkanı Gül, Çekiç
Güçün görev süresinin uzatılmasını eleştirirken, topraklarımızın
Yahudilere teslim edileceği uyarısında bulunmuştu.
Cumhurbaşkanı Gül`ün Refah Partisi Milletvekili iken Mecliste yaptığı o tarihi
konuşma...
Çoğunluğun itirazına rağmen Mayın Yasası’nı
onaylayan Cumhurbaşkanı Gül, Çekiç Güç’ün görev süresinin uzatılmasını
eleştirirken, topraklarımızın Yahudilere teslim edileceği uyarısında
bulunmuştu
Suriye
sınırındaki arazileri mayınları temizleme karşılığında yarım asır yabancıya
devreden Mayın Yasası’nı muhalefetin ve kamuoyunun tepkisine rağmen hiç
bekletmeten onaylayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, 15 yıl önce söyledikleriyle
tezata düştüğü ortaya çıktı. Refah Partisi’nden Kayseri milletvekili olarak
parlamentoya giren Abdullah Gül, Çekiç Güç’ten rahatsızlık duyduğunu ifade
ederken, ülke topraklarının Yahudilere teslim edilebileceğini söylemişti. İşte
Gül’ün, o dönemde skandal yaratan sözlerinden bazı kesitler:
19 Aralık 1991 ve 24 Aralık 1992
tarihlerinde TBMM’de kürsüye çıkan dönemin Refah Partisi Kayseri Milletvekili
Abdullah Gül, Çekiç Güç’ü şu sözlerle eleştiriyordu: “Ülkemizin bu hassas
bölgesinde, emrivakilerle karşı karşıya kalmamak için milli menfaatlerimizin
tersine konumlara düşmemek için, bu yabancı gücün varlığına son vermek
gerekmektedir. Şu açık bir gerçek ki bu yabancı askeri güçler üzerinde,
Türkiye’nin ciddi kontrolü mümkün değildir. Ne zaman ve hangi koşullarda bu
güçlerin kullanılacağı, Ankara’dan değil, Washington’dan kararlaştırılır. Kim ne
derse desin, bugün Çekiç Güç kuvvetleri bir ana rahmi gibi sınırlarımızda yeni
bir devletin doğuşuna, oluşumuna yataklık yapmaktadır.”
“Çekiç Güç’ün başından beri bölgedeki işlevi, Sevr
Antlaşmasının o zaman gerçekleştirilemeyen hükümlerinin, bugün
gerçekleştirilebilmesi için ortam açmaktır, meydan yaratmaktır. Sevr
Antlaşmasının üçüncü kısmının 62, 63, 64’üncü maddelerindeki Kürdistan
sınırlarını ve yine aynı Antlaşmanın altıncı kısmının 89 ila 93’ncü
maddelerindeki Ermenistan sınırlarını bir kez daha gözden geçirirseniz, Sevr
Antlaşmasında çizilen Ermenistan, Kürdistan ve bugünkü İsrail haritalarının
birbiri üzerine nasıl oturduğunu gayet açıklıkla göreceksiniz. O zaman
Osmanlı’dan, İngiliz marifetiyle alınan toprakların nasıl bugün Yahudilere
teslim edildiğini göreceksiniz.”
Abdullah Gül, 28 Aralık 1993’te Ortadoğu’da konuşlanmak isteyen
emperyalist güçleri şöyle eleştiriyordu: “Bu bölgede, Ortadoğu’da bu yabancı
güçlerin, bu emperyalist güçlerin durmalarına evet veya hayır diyebilmeniz için,
tarihi gerçekleri göz önüne almamız gerekir. Hakimiyet eğer kayıtsız şartsız
milletinse, gelin hep beraber milletin sesini dinleyelim ve yabancı güçlere,
emperyalist ülkelerin Ortadoğu bölgesindeki güçlerine hep beraber hayır
diyelim.”
Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powel ile imzaladığı 2 sayfa ve
9 maddelik anlaşma konusunda hiçbir açıklama yapmayan Abdullah Gül, 1992 yılında
hükümeti şu sözlerle eleştirmişti: “Bunlar (Amerikalılar, İngilizler,
Fransızlar) müttefiktir, dosttur diyorsunuz. Peki dost bildiğiniz kişilerden,
ülkelerden, kuvvetlerden bu şekilde ihanetler, bu şekilde düşmanlıklar
bekliyorsanız, umuyorsanız, tahmin ediyorsanız, bu ülkelerle oturup bütün
anlaşmaları tekrar gözden geçirmek zorundasınız.
Abdullah Gül, 8 Mart 1995 ve 2 Mayıs 1995 yıllarında
yaptığı konuşmalarda Avrupa Birliği için sert ifadeler kullanmıştı: “Türkiye’nin
AB’ye giremeyeceği kesindir... Çünkü Avrupa Birliği bir Hıristiyan Birliği’dir.
Siz o profesörün (Erol Manisalı) dediği gibi, Avrupa’nın Zenginler Kulübü’nün
köşkünde, bahçedeki bir barakaya girdik diye sevinerek geldiniz... Sizi o
zenginler köşkünün, üzülürek maalesef söylüyorum, kendi ülkem adına,
bahçesindeki bir kulübeye böyle koyarlar işte...
Dikte
ettirmektedir
Avrupa Konseyi Parlamentosu bir nevi, Türkiye aleyhine
her şeyin konuşulduğu bir platform haline gelmiştir. Avrupalının kafasında olan
şey, Türkiye’nin bölünmesi ve o zaman Osmanlı’ya dikte ettiremedikleri şeyleri
Türkiye’ye dikte ettirmektir. Avrupa’nın ve Avrupa Konseyi’nin Türkiye’de gerçek
anlamda demokratikleşme istediğine, gerçek anlamda düşünce ve fikir özürlüğü
istediğine inanıyorsanız, kesinlikle yanılırsınız. Türkiye’de bunlar sadece
bölücülük için bir hürriyet istemektedirler. Türkiye’de gerçek anlamda bir
hürriyete kesinlikle taraftar değillerdir.”
Abdullah Gül, 11 Nisan 1996 günü, Türkiye’nin hava sahasının
İsrail savaş uçaklarına açılmasıyla ilgili olarak yaptığı konuşmada şu ifadeleri
kullanmıştı: “İsrail, yabancı bir güç ve kültür olarak, uluslararası destekle
bölgeye yerleştirilmiştir; işgalci ve yayılmacı bir devlettir. İsrail, bugünkü
konumuna gelmek için,yakın geçmişinde, terör dahil her türlü aracı kullanmış bir
ülkedir. Rejimler geçicidir, milletler ise bu bölgede kalıcıdır. Son yıllarda ve
özellikle de son aylarda Türkiye tarafından alınan kararlar, Ortadoğu’nun tabiî
dengelerine, dinamiklerine ve ülkemizin uzun vadeli çıkarlarına ters düşer bir
şekilde gelişmektedir.”
Ermenistan sınırının açılmasını isteyen Abdullah Gül, bundan
tam 16 yıl önce hükümetin Ermenistan ve Azerbaycan politikasını eleştirirken
parlamento kürsüsünden şöyle sesleniyordu: “Azerbaycan’ın Ermenistan’a verdiği
savaşta, Türk hükümeti güttüğü politikayla maalesef Elçibey’i zaafa uğratmıştır.
Ermenistan’ı sıkıştırmak, barışa zorlamak için Ermenistan’a karşı enerji
ambargosu uygulandığında, adeta bu ambargoyu Türkiye delmek istemiş,
Ermenistan’la enerji yardımı anlaşması yapmıştır. Fakat daha sonra Türkiye’den
ve Azerbaycan’dan gelen tepkiler üzerine bu anlaşmadan
vazgeçilmiştir. YENİÇAĞ
YORUMLAR
yazıklar olsun ki millet iradesini hiçe sayan hükümete. yazıklar olsun kisizi oylarıyla o mevkilere getirenlere...
ismail hatipoglu ??????
SELAMUN ALEYKUM BİLMIYORUM BUNLARA NE OLDU NIYE DEGİŞTİLER NAMAZLARINI KILIYORLAR AMA BU DEGİŞİM NIYE BILDIKLERI HALDE NEDEN BUNLARI YAPIYORLAR AVRRUPA BIRLIGI BIZI ALMAZ DIYE BAGIRAN GÜL 2002 DE O LANETLILERLE BIR OLMAK İÇİN ELINDEN NE GELIYORSA YAPTI BU DEGİŞİM NIYE ALLAH NIYE OLDUGUNU DAHA İİ BİLİE VE BIZLER MAHŞERDE BUNLARIN NEDENLERINI İNŞALLAH ÖGRENECEGIZ SELAMETLE KALIN
bayram erdal demir aklım ermiyor
inanın akıl erecek gibi değil bu kadar ciddi değişim.aklım ermiyor
Osman Altinbas DÜN DÜNDÜR!BUGÜN BUGÜNDÜR!
Aynı meclis çatısı altında,karşıt partilerde vekalet görevini yürüten Abdullah Gül,Süleyman Demirel'den etkilenmiş olduğunu büyük bir hızla O'nun yolunda ilerlediğini ortaya koydu.Dün farklı konuşan Abdullah Gül, milli görüş gömleğini çıkardıktan sonra,bugün daha farklı konuşması Demirelle aynı safta görünmesi yadırgatıcı değil.İnandığın gibi yaşamazsan,yaşadığın gibi inanmaya başlarsın...
mahmud böyle adamlara
bizim kitabımızda ne denir? Onlar muslumanlarala karşılaştıkları zaman bizde sizdeniz, şeytanlarıyla başbaşa kaldıkları zaman ise ne buyurursunuz derler. doğrumu?
EDİTÖR:
İnsanda feraset lazımdır. Bunların seçilmesi için ayağa kalkan müslüman muhafazakar kesim, şimdi gık demiyor....... asıl sorun burda... filistin gibi olunca vebali kim yüklenecek Gül mü yoksa ona destek verenler mi?
< Önceki | Sonraki > |
---|