.

.

E-posta Yazdır PDF

Sevgililer günü oldu 'Mübarek!'

cehennem.jpg

 

       Dünün “Hıristiyan adeti” ve “kapitalizm oyunu” Sevgililer Günü, artık muhafazakâr kesim için de aşk furyası. Ama bu günü kutlayanlar arttıkça onlara tepki gösterenler de artıyor.
 


     Adalet ve Kalkınma Partisi(AK Parti) Isparta Milletvekili Mehmet Sait Dilek, geçen yıl Sevgililer Günü’nde eşine özel olarak tasarladığı bir tek taş yüzük hediye etti. “Sevgililer Günü’nü bu yıl da kutlayacağım inşallah” diyen Dilek, 14 Şubat’a sayılı günler kala, henüz ne alacağına karar verememiş. Yine eşine sevgisini vurgulayacak özel bir hediyenin peşinde. Dilek’e göre “bu tür günler sevginin gösterilmesi için bir fırsat ve insanlar bunu değişik şekillerde değerlendirebilir.”

     Türkiye’de pek çok insan yıllardır Sevgililer Günü’nü kutluyor. Ama artık tıpkı Dilek gibi, önceleri “bu tür günlerin kapitalizmin dayatması olduğu ve tüketimle sevgi kavramının içini boşalttığını” savunan dindar muhafazakâr kesim de, son iki üç yıldır Sevgililer Günü’nü kutlayanlar kervanına katılmaya başlıyor. Adeta hayatın birçok alanından sonra “bu oyunda da artık varım” diyorlar. Evvela 2002’de AK Parti’nin iktidara gelmesinden sonra muhafazakâr kesimin sistemin içine girmesi ve zenginleşmesiyle alâkalı olan bu dönüşüm, farklı dinamikler de barındırıyor.Bir diğer ilginç örnek de AK Partili belediyelerin bu tür günlere yönelik organizasyonları. İstanbul’da Çekmeköy Belediyesi, “Sevgililer Günü’ne Özel” bir şiir yarışması düzenliyor. “Sevgini En İyi Sen Anlat” başlıklı şiir yarışmasında birincilik ödülü 2000 Türk Lirası. Yarışmada dereceye girenlerin bir ödülü de, romantik bir akşam yemeği olacak. Bu “Sevgi Yemeği”ne, şiirleri ilk 100’e girenler eşleri ile birlikte davet edilecek. (İlk 100 şiir, bir kitap haline de getirilecek). AK Parti Beşiktaş ilçe örgütü ise, geçen Sevgililer Günü’nde sokakta binlerce kırmızı gül dağıtmıştı. TBMM’de ve kabinede de bu günü kutlayanların sayısı artıyor. Geçmişte eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın, eşi Ahsen Hanım ile Sevgililer Günü’nü hiç aksatmadıklarını söylemesi halen hatırda. “14 Şubat aynı zamanda doğum günüm. Bizim için çifte kutlama oluyor. Her zaman özel bir şey yaparız” diyordu Unakıtan.

     Bir de madalyonun diğer yüzü var. Etki tepki çerçevesinde, Sevgililer Günü’nü kutlayanlar arttıkça onlara tepki gösterenler de çoğalıyor. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, bu tablonun “kimliğimizi ve kültürümüzü tehdit ettiğini” savunuyor. “Türkiye Müslümanları İslam’dan uzaklaşıyor. Müslümanlık konformizme boyun eğiyor. Müslümanlar ‘dava’larını kaybediyor. Mücahitlerin müteahhitlere, tasavvuf ehlinin tasarruf ehline dönüştüğü, herkesin masa-kasa-nisâ peşinde koştuğu, bunu yaparken şehvet-şöhret-rüşvet şeytan üçgeninde tutsak haline geldiği yeşil sermaye, abdestli kapitalistler zümresine dönüştü” diyor Kırbaşoğlu. İslamcı yazar İhsan Eliaçık da, benzer düşünüyor. “Yeni sınıfın ideolojisi” isimli makalesinde Eliaçık, “Kanımca, kariyerizm, konformizm ve kapitalizm değil Müslümanlığın, insanlığın baş belası bir hastalıktır” görüşünü savunuyor. Sevgililer Günü’nün gül hediye edilerek kutlanması, Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Erol Erdoğan’a göre de “yozlaşmanın belirtisi.” Erdoğan, “Gül, Peygamberi simgeler. Olayı gül ile meşrulaştırdıktan sonra arkasından başka şeyler geliyor. Böyle bir anlayış olabilir mi” diyor.

     Ama hayat devam ediyor. Facebook üzerinde kurulan Sevgililer Günü gruplarında, eşlerinin ve sevgililerinin bu özel günü unutup kutlamamasından şikâyet eden kadınlar arasında hatırı sayılır oranda baş örtülüler de var. Bazıları, sanal panolara “Kocama Sevgililer Günü’nü nasıl hatırlatmalıyım” yazarak hemcinslerinden akıl almaya çalışıyor. Türbanlı da olsa kadın kadındır; özel bir anda unutulmamak ve diğer kadınlar gibi kendini özel hissetmek istiyorlar. Vakit Gazetesi yazarı Sibel Eraslan da bu tür kutlamaları dini bir gün olmaktan ziyade, kapitalizmin bir tür alışveriş keşfi olarak görüyor. “Modern çağ, ruhu ve tinsel olanı o kadar çok reddetti ki, artık kalp dediğimiz şey, alınıp satılan bir eşyaya dönüştü” diyor Eraslan. Haklı olabilir. Ancak adını vermek istemeyen otuz yaşındaki türbanlı bir kadının beklentileri farklı. “İki çocuk annesiyim ve eşim bütün gün çalışıyor. Akşam olunca da çocuklarla vakit geçirdiğimiz için yalnız kalamıyoruz. Kendimi ihmal edilmiş hissediyorum. Bu yüzden eşim Sevgililer Günü’mü bir hediyeyle kutladığında bana değer verdiğini ve sevdiğini hatırlıyorum.” Dindar muhafazakâr kesimde yeni ayrışma sahası, bu Sevgililer Günü oldu. Bir sonraki konu yılbaşı olabilir.

Haber 5

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.