.

.

E-posta Yazdır PDF

Diyanet'ten Ne Haber!

diynt_log.jpgBardakoğlu, yaptığı açıklamada, Kur'an kursları konusundaki tartışmalara değindi. Bazı vatandaşların, çocuklarının erken yaşta Kur'an-ı Kerim ve İslam dininin temel bilgilerini öğrenmesini doğru bulmayabileceğini belirten Bardakoğlu, Türkiye'de Kur'an kurslarının zorunlu olmadığını, istemeyen vatandaşların çocuklarını kurslara göndermediğini ifade etti. Bardakoğlu, ''Bir insan 'çocuğum 18 yaşından önce bu kurslara gitmemelidir' diye düşünüyorsa kendisi çocuklarını bu şekilde yönlendirsin. Kişiler kanaatlerini özgürce uygulayabilirler ama başkaları da böyle yapmalı diyemezler'' görüşünü bildirdi.

 

Büyük bir çoğunluğun, ''İyi ki Diyanet İşleri Başkanlığı var, iyi ki Diyanet İşleri Başkanlığının Kur'an kursları var' dediğini kaydeden Bardakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu kesim gerçeğin, toplumsal realitenin ve Başkanlığın yaptıklarının farkında. Bazı kesimler ise 'niye bunlar var. Artık 21. yüzyılda bunlar olur mu' şeklinde toplumu yanıltıcı görüşler, fikirler ileri sürüyor. Bunları da saygıyla karşılıyoruz ancak bu düşünceler yanlış. Anne babalar çocuklarının erken yaşta Kur'an öğrenmesini, temel dini bilgileri öğrenmesini, Allah'ı, peygamberi tanımasını, anneyi, babayı, vatanı, milleti, bayrağı, Cumhuriyeti, toplumu, büyüğü, küçüğü tanımasını, sevmesini istiyor da bunun eğitimini vermek istiyorsa devletin de buna yardımcı olması lazım. Biz olmadığımız zaman alternatif imkanlar ortaya çıkar. Kaldı ki bu konuları özgürlük zemininde çözebiliriz. Her kapıya bir polisi koyarak, insanların ne yapıp ne ettiğini kontrol altına alamazsınız. Kapıya polis koysanız, aile evin içinde çocuğa istediği eğitimi verebilir. Buna engel olamazsınız. Kapalılık gittikçe ikiyüzlülüğü arttırır ve yanlışı arttırır. Açıklık, şeffaflık ve özgürlük aslında hepimizin buluşma noktasıdır. Böyle olunca bırakalım isteyen göndersin. Kim ne istiyorsa biz ona yardımcı olalım.''

-''ORUÇ TUTUP TUTMAMA KONUSUNDA BASKI FEVKALADE ÇİRKİN''-

Bir kişinin oruç tuttuğu ya da tutmadığı için toplumsal baskıya maruz kalmasını da ''fevkalade çirkin bir şey'' olarak niteleyen Bardakoğlu, Türkiye'nin bir özgürlükler ülkesi olduğunu, namaz kılanın kılmayana, oruç tutanın tutmayana, dinin gereklerini yerine getirenin getirmeyene bugüne kadar hiçbir baskı yapmadığını söyledi.

Türk milletinin asırlara dayanan hoşgörüye sahip olduğunu vurgulayan Bardakoğlu, şöyle konuştu:

''Toplumda sadece aynı din içinde değil, ayrı dinler arasında da hoşgörü var. Medya zaman zaman münferit olayları öne çıkarıyor. Bence bunlar Türkiye'nin resmini yanlış gösteriyor. Dışarıya karşı yanıltıcı, ön yargıları pekiştirici, genellemeyi kolaylaştırıcı yanlışlar. Bu tür olaylar meydana geldiğinde, herkesin Türkiye'de 70 milyon insan yaşadığını, bu tür münferit olayların normal olmadığını ama kaçınılmaz da olduğunu, bunlarla mücadele etmemiz gerektiğini ama bunların toplumun genel manzarası, genel hayat tarzı olmadığını da bilmesi lazım'' diye konuştu.

-''KURAN KURSU MÜFREDATI VE KİTAPLARI WEB SAYFAMIZDA''-

Diyanet İşleri Başkanlığının hizmet politikasında özgürlüklerin çok önemli olduğunu ifade eden Bardakoğlu, kimseyi zorlamadıklarını ancak çocuğuna erken yaşta din eğitimi vermek isteyen aileler için ilköğretim 5. sınıftan sonra yaz Kur'an kursu, 8. sınıftan sonra da yaz-kış devam edilen Kur'an kursları düzenlediklerini anlattı.

Kurslarda temel dini bilgileri, ahlak, inanç ve ibadet esaslarını öğrettiklerini belirten Bardakoğlu, bunun da Diyanet İşleri Başkanlığının görevi olduğunu vurguladı.

Kur'an kurslarında okutulan kitapları ve müfredatı Başkanlığın web sayfasına koyduklarını bildiren Bardakoğlu, kurslardaki eğitimin ''herkesin gözü önünde'' yapıldığını söyledi. Yanlış yapılan bir şey varsa, insanların gelip kendileriyle tartışabileceğini belirten Bardakoğlu, şunları kaydetti:

''Ama bunu yapmayıp da 'Kur'an kursları olmamalıdır. Kur'an kurslarının olması Türkiye'nin giderek karanlık dönemlere dönüşünün işaretidir' diye düşünülüyorsa büyük bir haksızlık yapılıyor. Aslında doğru olan Diyanetin yönettiği Kur'an kurslarının sayısının artması. Bu, toplum için sevindirici bir gelişmedir. Diyanetin Kur'an kurslarının sayısı azalıyorsa o zaman endişe edin, tereddüte düşün.

4-5 yıl önce Kur'an kursları yönetmeliğinde değişiklik önermiştik. İnsanlar anlamadan, dinlemeden, ne yapmak istediğimizi dahi sormadan, ön yargıyla ve hepsi de adeta aynı yerden telkin almışcasına 'bunun ülke için bir felaket olacağını, rejimin elden gideceğini, cumhuriyetin artık sona ereceği' şeklinde abartılı ve maksadı aşan, hiç alakası olmayan ithamlarla eleştiri yaptılar, biz de bunu geri çektik. Halbuki istemiştik ki isteyen istediği zaman ve kurala uygun şekliyle, pedagojik ilkelere uygun olarak, başka kapılara da muhtaç olmadan Kur'an'ı öğrenebilsin, temel dini bilgileri alabilsin. Belki geç de olsa aynı noktalara geliyoruz.''

YORUM:

Bardakoğlu, kimi kime şikayet ediyor. Kur'an kurslarını sınıflandırmış, diyanetin kursları çoğalırsa iyi olurmuş, başkalarının kursları çoğalırsa iyi olmazmış. Başkaları da bu memlekette Kur'an öğretiyor, eğer sizden daha kaliteli ve ihlaslı öğretiyorsa niye gocunuyorsunuz. Kur'anı açıklayan yüzlerce tefsir var, neden? Zira her büyük alim kendi ilmi kabiliyyetine göre Kur'anı tefsir etmiş, hiç kimse ona sen niye bizim görüşümüze göre tefsir etmedin, seninki kabul değil, bizimki kabul, dememiş. Demek ki el elden üstündür, sizin yapamadığınızı yapanlara mani olmayın, dini doğru anlatın. Din ile laikliği karma hale getirirseniz, o zaman din yok demektir. 

 Baskı meselesine gelince, hep müslümanların baskı yaptığ var zannediliyor, halbuki asıl başkıyı kendileri yapıyor. Namazı orucu, örtüyü engelleyenler baskı yapmıyormu. Çocuğunu hafız yapmak isteyene çıkartılan engeller baskı değilmi?

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.