.

.

E-posta Yazdır PDF

DİYALOGÇULARA REDDİYELER - 6

İMAN – KÜFÜR    KARDEŞLİK -AKRABA – AŞİRET  

İslamda asıl olan din kardeşliğidir. Zira Kur’an –ancak mü’minlerin kardeş olduğunu- beyan etmektedir.

Dolayısıyla kardeşlik ve dostluk hukuku ancak gerçek mü’minler arasında cari olabilir. Gerçek iman sahibi olmayan iki yüzlü yapmacık Müslümanların birbirlerini kardeş gibi sevmeleri, Allah için dost olmaları asla mümkün değildir. Nitekim İslam aleminin hali ortadadır. Bir çok dini cemaat ve gurubçuklar, darmadağınık bir halde siyonizme yem olmuşlar, fakat yine de İslam için çalıştıklarını, gayelerinin de Allah rızası olduğunu söylemektedirler.

Özellikle bazı diyalog medfunları, işi o raddeye getirdiki, Müslümanları terk edip Yahudi ve Hıristiyanları cennete sokacaklar, onların rızasını tebriğini kazanmak için her türlü dalkavukluğu yapmaya çalışıyorlar. Bunların hidayeti için dua ederiz, değilse ıslahları için –kurdun ıslahı gibi- Allahu Teala ya yalvarırız.

Şimdi diyalog saçmalığına asla cevaz vermeyen dinimizin ilahi kelamından birkaç ayeti zikredelim. 

 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا آبَاءَكُمْ وَإِخْوَانَكُمْ أَوْلِيَاءَ إِنِ اسْتَحَبُّوا الْكُفْرَ عَلَى الْإِيمَانِ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَأُولَئِكَ

 

 

هُمُ الظَّالِمُونَ

 

Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi dostlar edinmeyin. Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.”  (Tevbe: 23)

İbni Abbas r.anhuma derki, bu ayetler Mekke’den hicret etmeyenler hakkında inmiştir. Hicret ayeti gelince onlar şöyle demişler: ‘Eğer hicret edersek babalarımızı, evlatlarımızı, akrabalarımız (la alakamızı) kesmiş oluruz, ticaretimiz gider, mallarımız helak olur, evlerimiz harabe olur, zararda kalırız.’

Denildiki Mekke’ye kaçıp dinden dönen dokuz kişi hakkında inmiştir. Onlarla dostluktan men edildiler. Onlarla dostluk yapmayın, onlar sizi imandan ve Allaha itaatten men ederler.  Onlar küfrü imana karşı sevmişler.

Allah için sevmek, Allah için buuz etmek imanda büyük bir asıldır. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Sizden hiç biri Allah için sevip Allah için buuz etmedikçe imanın tadını tadmış olamaz.”

Mücadele suresinin 22. ayeti de bu konuyu açıklar:

لاَ تَجِدُ قَوْمًا يُؤْمِنُونَ بِاللهِ وَالْيَوْمِ اْلآخِرِ يُوَادُّونَ مَنْ حَادَّ اللهَ وَرَسُولَهُ وَلَوْ كَانُوا آبَاءَهُمْ أَوْ أَبْنَاءَهُمْ أَوْ إِخْوَانَهُمْ أَوْ

 

عَشِيرَتَهُمْ أُولَئِكَ كَتَبَ فِي قُلُوبِهِمُ اْلإِيمَانَ وَأَيَّدَهُمْ بِرُوحٍ مِنْهُ وَيُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا اْلأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا

 

رَضِيَ اللهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا     عَنْهُ أُولَئِكَ حِزْبُ اللهِ أَلاَ إِنَّ حِزْبَ اللهِ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

 

 “Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir toplumun -babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa- Allah'a ve Resûlüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin. İşte onların kalbine Allah, imanı yazmış ve katından bir ruh ile onları kuvvetlendirmiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın taraftarları olanlardır. İyi bilin ki, kurtuluşa erecekler de sadece Allah'ın taraftarı olanlardır.” (Mücadele: 22)

Allah ve ahıret gününe iman eden bir topluluk, Allah ve Resulüne muhalefet eden bir topluluğu sevemez. Onlarla dostluk kuramaz. İsterse bu kimseler babaları, oğulları, akrabaları, kavmi, kabileleri olsun farketmez. Zira onlar din hususunda farklı olan kimseler ile kardeş değillerdir. Bu müminler için kalblerinde iman yazılmıştır ve Allah tarafından bir ruh ile kuvvetlendirilmişlerdir. Allah’ın yardımı ile hayat bulmuşlardır. Zira iman kalbin hayatıdır.

Onları, ağaçlarının ve köşklerinin altından dört nehrin aktığı cennetlere girdirecektir. Orada ebedi kalacaklardır. Ölüm, hastalık, fakirlik, yok olmak gibi bir korku yoktur. Allah onlardan iman ve taatleri sebebiyle razı olmuştur. Onlar da Allah’tan ikramlar ve mükafatlarla razı olmuşlardır. İşte bunlar Allah’ın ordularıdır. Dikkat edin Allah’ın orduları kurtulanlardır. Sevdiklerine zafer bulanlar dır. Şeytanın orduları ise mahrum olup rüsvay olmuşlardır.

Rivayet edildiki Ebu Bekir (Radıyellahu anhu) in babası Ebu Kuhafe, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)’e dil uzatmıştı. Bunun üzerine Ebu Bekir (Radıyellahu anhu) ona bir vuruşla vurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki “Öyle mi yaptın?”

Dedi ki, ‘evet.’

Buyurdu ki, ‘öyle yapma!’

Ebu Bekir dedi ki ‘Allah’a yemin olsun ki yakınımda kılıç olsa idi elbette onu öldürürdüm.’ Bunun üzerine ayetler indi. (Daha sonra babası da müslüman oldu.)

İşte imanın kalbe yazılmasının neticesi….. Bunun karşısında kimse duramaz. Bu iman olmadıkça, kafirlere karşı mücadele etmemiz asla netice vermeyecektir. O halde kafirlerle diyalog işini acilen terk edip, Müslümanlarla kardeşlik hukukunu canlandıralım, hediyeleşip birbirimizi Allah için sevelim, kusurlarımızı karşılıklı olarak itirafd edip görmezlikten gelecek bir anlayışa ulaşalım, artık ondan sonra fetih kapıları açılır, biiznillah!... 

 

 

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.