.

.

E-posta Yazdır PDF

İslama Davet

  kl-1.jpg

 

 

Hazreti Ali’nin r.a. İslama Daveti: Sehl bin Sa’d r.a naklediyor: Hayber’in fethi sırasında Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem:  

  —Yarın bu sancağı birisine vereceğim. Allah fethi onun eliyle gerçekleştirecek. O, Allah ve Resulünü seviyor, Allah ve Resulü de onu seviyor. dedi.

   Müslümanlar o geceyi sancağın kime verileceğini merak ederek geçirdiler. Sabah olunca, erkence Resulullahın huzuruna geldiler. Hepsi de sancağın kendisine verilmesini umuyordu. Allah Resulü s.a.v:­­­

  -“Ali b. Ebu Talib nerede?” diye sordu.

  -“ya Rasulallah O gözlerinden rahatsız” dediler.

Hz. Peygamber O’na adam gönderdi. Ali r.a. geldi, Allahın Resulü gözlerine tükürüğünü sürdü ve dua etti. Sanki biraz önce göz ağrısı çeken kendisi değilmiş gibi iyileşmişti. Sancağı ona verdi. Ali radıyellahu anh:

  -“ya Rasulallah onları Müslüman edinceye kadar savaşacağım.” dedi. Hz. Peygamber efendimiz,  

  -“acele etme, onların bulunduğu yere varırsın, sonra İslama davet edersin. Orada onlara Allahın emirlerini bildirirsin. Allaha yemin ederim ki senin vasıtanla Allahın bir kimseye hidayet etmesi, binlerce kırmızı devenin senin olmasından daha hayırlıdır.” buyurdu. (Buhari, Müslim, 2/279)  

   Ebu cehil’i İslama davet: Muğîre b. Şu’be radıyellahu anh anlatıyor: -“Allah’ın resulünü ilk defa Mekke sokaklarından birinde, Ebu cehil b. Hişam’la birlikte giderken gördüm ve tanıdım. Allahın resulü ile karşılaştığımız zaman, O Ebu Cehile hitaben:

   —Ya Ebe-l Hakem, haydi Allaha ve resulüne gel, seni Allaha imana davet ediyorum.” Buyurdu. Ebu cehil ise: 

  -“Ya Muhammed, ilahlarımızı kötülemeye son verecekmisin? sen sadece kendinin tebliğ ettiğine şehadet etmemizi mi istiyorsun? İşte biz de, senin bizim ilahlarımıza iman etmeni istiyoruz. Allah’a yemin ederim ki, söylediklerinin hak olduğunu bilsem, sana uyarım.” dedi. Allahresulü dönüp gitti. Bu sırada Hz. Ali çıkageldi. Ebu cehil:

   -“Vallahi onun söylediklerinin hak olduğunu biliyorum. Fakat bana mani olan bir şey var, Kusay’ın oğulları, hicabe (Kabenin örtüsünü yenileme görevi) bizde, sikaye (Hacılara su verme işi) bizde, nedve (Yönetim, idare işleri) bizde,  Liva (Harp zamanı sancağı taşıma işi ki, bunların tamamı araplar tarafından üstünlük alameti idi) bizde diyorlar. Bunları kabul ediyoruz. Onları yedirip içirirler, bizde yedirip içirirdik. Bu hususta birbirimize denktik. Fakat öbür taraf bu sefer:

    -“peygamberde bizdendir” diyor. “orayı bırakıp bu tarafa gelemem” dedi. (Beyhakî, el-Hidaye, 3/64, Kenzul Ummal, 7/129) 

  Evs ve Hazrec’i İslama davet: Hz. Ali bir gün, Ensar’dan, onların faziletlerinden ve fedakârlıklarından bahsederken dedi ki:        

  -“Şu bir gerçektir ki, Ensarı sevmeyen, onların haklı olduklarını itiraf etmeyen mü’min değildir. andolsun ki onlar, tayların itina ile yetiştirildiği gibi, kılıçları ile, dilleri ile ve canlarını feda ederek, İslamın büyük imkanlar içinde gelişmesini sağladılar. Allahın resulü panayırlara çıkar, kabileleri İslama davet ederdi. Hiç kimse ona cevap vermez, onun davetini kabul etmezdi. Mecenne, Ukaz, Mina panayırlarında konaklayan kabilelere geliyordu.

   Hatta bazı kabilelerden şöyle diyenler bile oldu: bize gelip gitmekten usanmadın mı?.. Kendisinin peygamber olduğunu sık sık açıklamıştı. Allah Ensar’dan bu kabileyi İslama davet etmesini istedi. Allah Resulüde islamı onlara anlattı. Hemen kabul ettiler. Onu bağırlarına bastılar. Ona yardım ettiler, karşılık gözetmediler. Allah onları hayırla mükâfatlandırdı.

  Biz hicret ederek onlarının yanına gelerek, yüklerimizi indirmiştik. Gözümüzün önünde kur’a çekerek mallarımızı paylaşacak kadar cimri ve hırslı idiler. Sonra o kadar cömert oldular ki, biz gönüllerinin rızaları ile onların mallarından daha çok istifade ettik. Ayrıca, peygamber ve Müslümanlar için canlarını feda ettiler. (ed-Delail, 105)  

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.