.

.

E-posta Yazdır PDF

Bakara suresi Ayet:25-2

kuran_yaz.jpgCennet ehlinden bir takım haberler:

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)  buyurdu: "Dikkat! Size cennet ehlini haber vereyim mi? Her zayıf ve zayıf bırakılan kişidir. Allah'a yemin etse elbette ona yeminini muhafaza ettirir. Cehennem ehlini size haber vereyim mi? Her bir şerli, çalımlı, kibirli kişilerdir."

Enes (Radıyallahu anhu) der ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurdu: cennet ehlini size haber vereyim mi? Cumadan (ve cemaatten) onu (geri kalmakta) şiddetli sıcaklık, soğukluk ve bol çamur men etmeyen kişidir.

Bureyde el Eslamı den (Radıyallahu anhu) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurduğu rivayet edildi: cennet ehli 120 saftır. Sekseni benim ümmetimdir.

Cennet ehlinin vasfı: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)  buyurdu: "Cennet ehli genç, tüysüz delikanlı, sürme gözlüdürler. Elbiseleri eksimez, gençlikleri yok olmaz"

Cabir (Radıyallahu anhu), Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle  buyurduğunu haber verdi: "Cennet ehli genç, tüysüz delikanlılardır, ancak imran oğlu Musa hariç onun göbeğine kadar sakalı vardır"

Cennet ehlinin en büyük sıfatları ve alametleri dünyada güzel ahlak sahibi olmalarıdır.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)  buyurdu: "Allahu Teala halili olan, İbrahim (Aleyhis-selam) a vahyetti: Ey İbrahim! (dostum)! ahlakını güzel eyle. Kafirler ile (muamele) etsen bile. İyi kullarım arasına girersin. Zira benim sözüm, ahlakını güzel yapanlar için geçti (hüküm verdim) şudur ki: arşımın gölgesinde onu gölgeleyeceğim, mukaddes huzurumda onu sulayacağım, onu kendime komşu yapacağım"  Bu hususlarda çok hadisi şerifler vardır.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)  buyurdu: "Cennete ilk giren topluluk on dördüncü gecesindeki ayın sureti gibi (parlak) dirler. Sonra onları takip ederler semadaki yılıdızlar gibi parla- yanlardır. Kalbleri bir kişinin kalbi gibidir. Aralarında ihtilaf yoktur. Buuzlaşmak yoktur.

Onlardan her biri için huriden iki hanım vardır. onların bacaklarından (kemiklerin) iliği, güzelliğinden dolayı kemiklerin ötesinden görünür. Sabah akşam Allahı zikrederler. Hasta olmazlar, idrar dökünmezler, helaya çıkmazlar. Tükürmezler, sümkürmezler. Kabları altın ve gümüştür. Tabakları altındandır. Buhurdanlıklarındaki yakıtları öd ağacından, kokusu misktendir. Tek kişinin ahlakı üzeredirler. Babaları Adem (Aleyhisselam)ın sureti üzeredirler. O gökte 60 ziradır. (30 mt tahminen)

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)  buyudu: Cennet ehli cennete girince Allahu Tebareke ve Teala buyurur: Bir şey ister misiniz size artırayım. (vereyim) Derler ki: Yer yüzünü ak etmedin mi, bizi cennete girdinmedin mi, cehennemden bizi kurtarmadın mı! (daha ne isteyelim!) Perdeler kalkar ve Allahın cemaline bakarlar. Rablerine bakmaktan daha sevimli bir şey onlara verilmez. Sonra Resulullah şu ayeti okudu: "iyilik edenler için cennet ve ziyade vardır. (cemalullah)

Yine Resulullahtan rivayet edildi: "Makam bakımından cennetin en aşağısında olan kişi bahçelerine, hanımlarına, nimetlerine, hizmetçilerine bakar, mesafesi bin seneliktir."

Allah'a en kıymetli olanlar, sabah akşam yüzüne bakanlardır. Sonra şu ayeti okudu: "bir takım yüzler vardır ki o günde parlaktırlar ve Rablerine bakıcıdırlar"

كُلَّمَا رُزِقُوا مِنْهَا مِن ثَمَرَةٍ رِزْقاً قَالُواْ هَـذَا الَّذِي رُزِقْنَا (Her ne zaman meyvalardan bir rızık ile rızıklanırlarsa derlerki: bu, rızıklandığımız şeydir"

Cennetlerin sıfatıdır. Veya yeni bir cümledir. Sanki "onlar için cennetler var" buyurulunca dinle-yenin zihnine geldi ki acaba meyvaları dünya meyvası gibi mi yoksa başka cinsten mi. Bunun üzerine denildi ki "cennet meyvaları dünya bahçelerindeki meyvalar gibidir, cinsleri aynıdır" fakat lezzeti, kıymeti, devamlılığı farklıdır. Bunları ancak Allah bilir.

مِن ثَمَرَةٍ "Meyvalardan” Burdaki مِنْ  beyan manasındadır. Yani rızık meyvadan bir nevidir.

Ayetin manası: şunlar bundan evvel rızıklandıklarımız gibidir.

 مِن قَبْلُ(Bundan evvel) Bundan evvel, dünyada. Cennet meyvası dünya meyvesi cinsinden yapıldı. Zira insan alıştığına dostluk yapar, bilinene doğru meyl eder. Zira alışılmadığı bir şey görse tabiatı onsan korkar, nefsi onu istemez.

Gizli kalmasın ki bu açıklamamız şu habere muhaliftir "Cennet nimetleri, ahıret yurdu, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir beşerin kalbine, hatıran getiremediği şeylerdir"

Muhakkak İbni Abbas ve diğer büyük alimler derler ki: "Cennette dünyadaki şeylere benzeyen bir şey yoktur, ancak isimler müstesna"

Buranın vechi (izahı) şöyledir ki "Bundan evvel" lafzı "Şu cennetten evvel anlamındadır. Zira cennet surette benzer. İmam Hasenden rivayet edildiki "cennetlik birine bir tabak getirilir, ondan yer. Sonra diğeri getirilir. Bu kişi derki "şu getirdiğin bundan evvel gelendir, bunun üzerine melek derki Ye! Renk aynı, fakat tadları değişiktir."

Bunu Peygamberimizin şu Hadisi Şerifi kuvvetlendiriyor: buyurdular ki: "Muhammedin nefsi kudret elinde olan Allaha yemin olsun ki, cennet ehlinden olan bir adam, yemek için cennet meyva- sına uzanır. Bir de o meyva eline gelmiş. Öyleki Allahu Teala onun yerine benzerini yaratır. Ona bakınca evvelkisinin şekli gibi olduğunu görürler." Fakat evvelki ifade edilen izahlar daha uy- gundur. Çünkü onlarda cennet meyvalarının dünyadakilere benzemesi anlaşılmıştı.

وَأُتُوا بِهِ مُتَشَابِهاً (Ona benzetilmiş olarak verildiler) itiraziyye cümlesi, evveli takrir için gelmiştir. بِهِ  deki zamir ahırette rızık olarak verilene döner. "Rızıklandığınız şey"

Burdaki, dünyada rızık olan şeylerdir. Her ikisi de cins bakımından bir olduklarından, zamir burda müfred yapılıp cinsin vahdetine itibar edildi.

Mana: Cennet rızıkları fertleri ve sınıfları benzer olduğu halde verildi. Denildiki ayette başka bir izah vardır. şöyleki cennet ehlinin dünyadaki rızıklara karşılık lezzetlenmeleri marifetler ve  taatların farklı olmasıyla, lezzetlerin farklılığını gerektirir.

İhtimal eder ki murad mana "Rızıkladığımız şeyler" onların sevabıdır. Benzerlikleri şeref, meziyyet ve değeri yüksek olması bakımındandır.

وَلَهُمْ فِيهَا أَزْوَاجٌ مُّطَهَّرَةٌ (Onlar için orada temiz eşler var) Onların temiz olması, kadınlardan çirkin olan ve hallerinden zem edilen şeylerden pak olmalarıdır. Hayız ve istihza hali gibi. Kötü tabiat ve ahlak bozuklukları gibi.

Tathir kelimesi fiillerin, cisimlerin ve ahlakların temizliğinde kullanılır.

Zevc: Erkek ve dişi için söylenir. Cinsinden yakını olana denir. "mestlerin çifti" gibi.

Denildiki meyva yemenin faidesi gıdalanmak ve açlık zararını def etmektir. Nikahın faidesi doğum ve nesli devam ettirmektir. Halbuki cennet hayatında buna gerek yoktur. Buna cevaben derim ki cennet yiyecekleri nikahlamalar ve diğer halller dünyadaki benzerlerine bazı hususlarda ortak olurlar. Bu kadarlık benzeyişle onların isimleriyle isimlendirilirler, halbuki hakikatta aynı şekilde olmayıp aynı gaye için kullanılmaz. Ayrıca cennette bir şey  yemek, içmek, evlenmek gibi nimetlen-meler zevk için olacaktır, dünyadaki gibi ihtiyaç için değil.

وَهُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (Onlar orda ebedi kaldıkları halde) devamlı.

Huld- Hulud: uzun müddet beklemek. "orada devamlı, ebedi kalırlar" buyuruldu. Ebedi hapis. Ebedi vakıf. Devamlı olsun olmasın uzun bir bekleyiş manasındadır.

Eğer denilirse ki beden keyfiyeti zıt cümleden mürekkebtir. Değişmeye, dağılmaya, çözülmeye arzedilen bir varlık olduğu halde cennette nasıl ebedi olacak.

Cevaben deriz ki: Allahu Teala onu iade eder. Üzerine bozulmak gelemez. Şöyle ki cüzlerin keyfiyyetini kuvvetli ve eşit yaparki diğer şeyler onu kuşatıp mahvetmesin, cüzleri dağılmasın. Bu durumu bazı madenlerde müşahade ediyoruz. Zaten bu alemin kıyas ve nazarı aklın zayıflığı ve basiretin azlığından dolayı yeterli anlamamıza engeldir.

Vakta ki Mevla Teala, müminlere şu alemde hazırladığı meskenleri, yiyecekleri, nikahlanacak hanımları zikretti, daha sonra onların hakkında, "Orda ebedi kalıcıdırlar" buyurarak müjdeyi tamamladı.

Bu tekmil, ziyade güzel oldu. Zira nimet ne kadar çok ve büyük olsa da elden çıkması ve kaybolması korkusu onu kederli ve hüzünlü yapar.

Devamlı olduğu belli olunca, kesilmeyeceği bilininc, onunla nimetlenmek mükemmel olur, ona rağbet ve gıbta ziyade olur. Elem kokusundan tertemiz olur. Bu ifadelerden anlaşıldığına göre cennetlikler sevinç ve nimette son derece mükemmeldirler.

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.