Rafiziler Hz. Ali'ye karşı gelip onunla savaşanları tek-fir ederler, onlar hakkında çeşitli taan ve çirkin sözler söy-lerler.
Ashabı kiram bazı ictihadî işlerde peygamberimize (s.a.v.) muhalefet edip onun hilafına hüküm ver¬meleri sabit olunca ve bu muhalefetleri kötülenmeyip azar edilmeyince vahyin inmesi anında onlara (ashaba) yasaklama gelme-yince; Hz. Ali'ye ictihadî işlerde ihtilaf etmelerinden dolayı nasıl tekfir edilirler. Muhalifler levm edilip azarlanmazlar, nasıl olsunki zira onlar ehli islamın çok büyük bir toplulu-ğudur, Ashabı kiramın en yücelerindendir, onların bazısı cennet ile müjdelenmiştir. Onları tekfir etmek ve onlara dil uzatmak basit bir iş değildir. "Ağızlanndan çıkan kelime ne büyük oldu". Zira muhalifler, dinin ve şeriatın yarısına ulaşan miktardadırlar. Onlara taan edilir ve dil uzatılırsa di-nin yarısından itimad kalkar.
Bu din büyüklerine nasıl dil uzatılır. Zira hiç kimse onardan birisinin rivayetini red etmedi ne Hz. Ali'nin ne de diğerlerinin (rivayetini red etmedi) Kur'an-ı Kerîm'den sonra en sağlam kitab olan Sahihi Buharî (şia bunu kabul eder). (Bu fakir şia büyüklerinden Ahmed-i Tibetî isimli şahıstan, "Buharî kitabı kitabullahtan sonra en sahih kitab-dır" söylediğini işittim)’de Hz. Ali'ye muvafık olanla rın ve muhaliflerin rivayetleri vardır. Hadis rivayetinde Hz. Ali'ye muvafakat ve muhalefet tercih sebebi yapılmadı. Nasıl ki Hz. Ali'den rivayet ettiyse, Hz. Muaviye'den de rivayet etmiştir. Şayet Muaviye'de ve rivayetinde kusur kokusu ol-saydı, onun rivayetini kitabına asla koymazdı. Aynı şekilde selefden hadis nakil eden muhaddislerden hiç birisi hadis rivayetinde Hz. Ali'ye muhalifeti noksanlık sebebi yapmadı.
Bilinmesi lazım gelen şeylerdendir ki Hz. Ali'nin (r.a.) ihtilaflı işlerin tamamında haklı olması gerekmez, bu kesin söylenmez, muhaliflerininde hata üzere olduğu kesin söy-lenmez fakat bu muharebelerde hak Hz. Ali Efendimiz tarafında idi.
Tabiinden evvelki asır uleması ve müctehid imamlar ihtilaflı hükümlerin pek çoğunda başkasının mezhebini seçtiler, Hz. Ali'nin mezhebi ile hükm etmediler. Şayet hak onun tarafında kesin belli olsaydı onun hilafına asla hükm edemezlerdi. Tabiinden olan içtihad sahibi kadi Şüreyh Hz. Ali'nin mezhebi üzere hükm etmedi, oğlu olduğu için Hz. Hasan'ın babasının lehine şahitliğini kabul etmedi. Mücte-hidler kadi Şüreyhin bu fetvasını aldılar ve onunla amel edip oğlun baba lehine şahitliğine izin vermediler.
Hz. Ali (r.a.)' nin görüşünün hilafına olan meseleler pek çoktur. İnsafla inceleyene gizli kalmaz. Tafsilat getir-memiz uzatmayı icab ettirir. Hz. Ali'nin muhaliflerine itiraz etmeye imkan yoktur ve onlara dil uzatıp lanet edilmez.
< Önceki | Sonraki > |
---|