.

.

E-posta Yazdır PDF

İlmin en faziletli olanı

ilim-2-.jpg«el-Mültekat» ile diğer kitaplarda beyan edildiğine göre İmam Muhammed: «Bir kimsenin şiir ve nahiv ile şöhret bulması lâyık değildir; çünkü şiirin sonu dilenmeye, nahvin sonu da çocuk okutmaya varır. Hesapla şöhret bulması da gerekmez; zira sonu yer ölçümüne varır. Tefsir ile şöhret bulması da öyledir. Çünkü sonu vâizlik ve hikâyeciliğe varır. Bilâkis kişinin ilmi, helâl ve harama ve bilinmesi zarurî olan ahkâma dâir olmalıdır», demiştir.
Nitekim şâir de «Bir ilim sahibi, ilim sâyesinde azîz olursa, kıymet kazanmak için fıkıh ilmi daha lâyıktır. Etrafa nice güzel kokular yayıl-maktadır. Ama hiçbiri misk gibi değildir. Havada nice kuşlar uçmak-tadır, ama hiçbiri şâhin gibi değildir», demiştir.

İ Z A H :
Evet, şair, insanları medheder. Onlar da def-î belâ kabilin-den ve hicvinden korkarak kendisine para verirler. Nahiv okuyan da eninde sonunda çocuklara nahiv dersi okutur. Zira büyüklerin nahiv okuduğu nadirdir.


Allah Teâlâ, fıkha hayır adını vererek medhetmiş. «Her kime hikmet verildi ise pek çok hayır verilmiş demektir», buyur-muştur. Tefsir erbabı birçok ulema, hikmeti, furu' ilmi olan fıkıhla tefsir etmişlerdir. Bundan dolayıdır ki: «İlimlerin en hayırlısı fıkıh ilmidir. Çünkü bütün ilimlere vesiledir. Takva sahibi bir fakîh, bin zâhidden daha fazîletli ve üstündür.» denilmiştir. Bu sözler İmam Muhammed hakkında söylenen bir şiirden alınmıştır. İmam Muhammed'e «Fakîh ol! Zira fıkıh ilmi hayır ve takvaya götüren en faziletli önder, en kısa yoldur. Her gün fıkıhtan bilgini artır-makla faydalan! Faydalar deryasında yüz! Çünkü takva sahibi bir fakîh, şeytana bin âbidden daha şiddetli gelir,» denilmiştir.

İZAH
Ehl-i hakikatın ıstılahına göre zahid: Dünyadan yüz çevi-ren, ona kıymet vermeyen kimsedir. Bazıları «zâhid âhiret raha-tını kazanmak için dünya rahatını terk eden kimsedir», demiş, bir takımları da, «Elinin hâli/boş kaldığı şeyden kalbinin de hâli/ kalmasıdır», diye tarif etmişlerdir.
Takvâ: Lügatta «ittika» yani korunmak mânâsına gelir. Ehl-i hakikata göre: Allah'a tâat ederek âzâbından korunmaktır.
Metindeki son cümle Peygamber (s.a.v.)in. «Allah Teâlâ'ya dinde fakih olmaktan daha faziletli bir ibâdet yapılmamıştır. Gerçekten bir fakih, şeytana bin âbidden daha şiddetli gelir. Her şeyin bir direği vardır. Dinin direği de fâkîhdir» hadis-i şerifinden mülhemdir; Bu hadisi Dârekutnî ile Beyhâkî rivayet etmişlerdir.
Hazreti Ali (r.a.), «Fazîlet, ancak ehl-i ilme mahsustur. Çünkü onlar doğru yoldadır; hidâyet arayana yol gösterirler. Herkesin kadir ve kıymeti başarısına göredir. Cahiller ehl-i ilme düşmandırlar. İmdi sen ilim elde etmeye bak, ilmin ebediyyen cahili olma! İnsanlar ölü, ehl-i ilim diridirler» demiştir.

İZAH
Hazreti Ali (r.a.)nın sözündeki cahillerden murad, şer'î ilimleri bilmeyenlerdir. Böyleleri başka ilimleri bilirlerse de ulema-ya avamdan daha fazla düşmanlık ederler. Câhilin düşmanlığına sebeb Hakk'ı bilmemesi, yahud âlimin onun fikrine muhalif fetva vermesi ve insanların âlime olan teveccühünü görmesidir. İnsan-ların ölü olmasından murâd, hükmen ölü olmalarıdır. Zira hiçbir faydaları yoktur. Onlar nebat yetiştirmeyen çorak toprağa benzerler.
Allahu Teâlâ Hazretleri; «Yoksa ölü iken dirilttiğimiz ve kendisine verdiğimiz nurla insanlar içinde yürüyen kimse, karan-lıklar içinde olan gibi midir!», buyurmuştur. Bu âyet-i kerimedeki ölüden murâd câhil, diriltmekten murâd ilim verilmesidir. Karan-lıklar içinde yüzen de cahildir. Yani cahil iken öğretilerek nurlan-dırılan bir kimsenin, cehâlet karanlıkları içinde bocalayan cahiller le bir olamayacağı beyan buyurulmaktadır. Yahut ölüden mak-sad kalblerinin ölmesidir.
İlyau-Ulûmi'd-Dîn'de şöyle deniliyor:
Fethu'l-Mevsılî, «Hastaya yiyecek, içecek ve ilâç verilmez-se ölmez mi?» demiş. -Evet ölür- demişler. «İşte kalb de öyledir. Ona üç gün hikmet ve ilim verilmezse ölür!» demiş. Gerçekten doğru söylemiş! Çünkü kalbin gıdası ilim ve hikmettir; onun haya tı bunlarla kâimdir. Nitekim vücûdun gıdası da yemektir. Kimde ilim yoksa onun kalbi hastadır, ölmesi lâbüddür/kesindir.

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.