Sarih (açık olan) karşısında delalete itibar edilmez.(1)
Yani sarih olan ile delalet eden çakıştığı zaman sarih olan alınır, zira sarih kuvvetlidir delalet eden zayıftır.
Sarih lafzın tarifi: Usul alimlerine göre sarih, kendinden murad olanın açık, beyan edilmiş, tam ve alışılmış olmasıdır. Mesela bir kişiye halin delaleti ile bir işe izin verilmiş olsa, sonra açık bir ifade ile o işten men edilse artık delalete itibar kalmaz.
Mesela: Bir şahıs, başkasının evine girse ve orda masa üzerinde su dolu bardak bulsa, su içerken bardak düşüp kırılsa, ödeme sorumluluğu olmaz,
zira halin
delaletiyle o bardaktan su içmesine izin verilmişti. Ama ev sahibi o
kişiyi o bardaktan su içmekten men etmiş olsaydı ve o kişide dinlemeyip
su içerken bardak kırılsaydı bu durumda ödemesi gerekir, zira sarih men
etmesi delaleten olan izni iptal etmiştir.
Diğer bir misal: Bir kişi başkasına bir mal hibe etse, diğeri de bunu
kabul etse, hibe aktinin hasıl olmasıyla o kişinin malı teslim almasına
delaleten izin verilmiş oldu; eğer teslim alırsa hibe işlemi tamam
olur. Eğer hibe eden kişi, hibeyi teslim alma-dan evvel hibe edilen
kişiyi teslim almasından men etse, dela-letin hükmü düşer ve hibe batıl
olur. Şayet malı teslim alsa, gasb etmiş olur.
DELALET 2 KISIMDIR
1. LAFZÎ 2. GAYRİ LAFZÎ
LAFZÎ DELALET
a: Vazî
Lafızlar hangi şeye konulmuşsa, ona delalet etmesi.
b: Aklî
Duvar ötesinden konuşanın sözünün, orada bir kişinin varlığına delaleti.
c: Tabii
Göğüs ağrısı olan kişinin –öhh- öhh- demesi.
GAYRİ LAFZÎ DELALET
a: Vazî
Devallü erbaa: Bağlar/düğümler, çizgiler, dikilen levhalar, işaretler.
b: Aklî
Alemin, yaratıcısının varlığına delalet etmesi.
C: Tabii
Utanmaktan dolayı yüzün kızarması.
Bu izahattan sonra deriz ki: şu zikrettiğimiz kaidenin konu-su olan
delalet bahsettiğimiz altı kısımdan sadece üç tanesidir ki; a: lafzinin
tabii kısmı, b: gayri lafzinin vazi ve c: tabii olan kısımlarıdır.
Misalleri: a: Fuzuli kimsenin nikah aktiyle evlenen kişinin tebrikleri
kabul etmesi, akti tabii olarak kabullendiğine icazet olur. Ancak
kutlamalardan evvel red ederse, bu sarih olur ki o zaman akit red olur.
b: Bir kimsenin arazisine çekilen çitler ve tel örgüler, diğer kimsenin
arazisinin sınırına dikilmiştir ki, araziye girmeye ve girmemeye
delalet etmesi içindir. Ancak sarahat bulunursa dela-let lağv olur.
c: Bakire kızın babası tarafından evlendirildiği haberi kendisine
ulaşınca alay olmaksızın gülmesi, akte icabet ettiğine delalettir.
Ancak, evvelinde bir sarahat varsa, delalete gerek kalmaz.
Sarihin, delalete tercihi nasıl olur?
Sarih ile delalet arasındaki çakışma (taarruz), delalet üze-rine hükmün
terettüb etmesinden evvel hasıl olur. Eğer delalet üzerine hüküm
terettüb ederse, artık sarihe itibar edilmez.
Misali: Birisi, diğerine “Şu atımı sana sattım” dese, diğe-rinin kabul
edip her hangi bir şeyle meşgul olmadan hemen “satın aldım” demesi
gerekir. İcab yapıldıktan sonra diğeri kabul etmeyip vaz geçtiğine
delalet eden başka bir işle meşgul olsa, yapılan icab batıl olur.
Bundan sonra muhatab olan (ikinci kişi), kabul etse satış akti hasıl
olmaz. Kabul sözü açık olduğu halde, satış aktinin tamam olmaması,
satıcının yaptığı icab-tan delalet yoluyla yüz çevirmesiyle (icab)
iptal olmuştu, daha sonra sarih olan –kabul- sözü yeni bir akti isbat
edemez.
Mesela: Birisi, başkasının malını izinsiz (fuzuli) olarak başkasına
satsa, mal sahibi olan kişi de müşteriden ücreti iste-se, bu durum
satış muamelesine izin sayılır. Daha sonra açıkça satışa izin
vermediğini söylemesine itibar edilmez, zira delaleten satışa izin
vermişti.
Sarih, delalete karşı tercih edildiği gibi, örf ve adet olana karşı da
tercih edilir, zira örf ve adetler de delalet kabilindendir.
Misali: İki kişi arasında cereyan eden satış aktinde konu-şulan ücret
hangi neviden olursa, akit onun üzerine cari olur, halk arasında tatbik
edilene bakılmaz. Mesela -yüz dolar- den-mişse, memlekette cari olan
–yüz ytl- vermesi gerekmez.
Amma ücretin nevisi beyan edilmeyip sadece -yüz- denmiş se, o zaman örfte en geçerli olan para (ytl) verilir.
İSTİSNA:
Bir kimse satınaldığı malda bir ayıp bulsa, sonra bu ayıbı-na razı
olduğuna delalet edecek şekilde malı kullansa, fakat ken-disi açıkça
ayıba razı olmadığını söylese, bu sarahatine bakıl-maz ve bey geçerli
olur. Zira geri vermeye mani olan bir istifade mevcut oldu.
(1)- tarifin arapcası: لاَ عِبْرَةَ لِلدَّلاَلَةِ فِى مُقَابَلَةِ التَّصْرِيحِ
< Önceki | Sonraki > |
---|