.

.

E-posta Yazdır PDF

RİSALE-İ KUDSİYYE TERCÜMESİ

 

efendi_1.jpgTASAVVUF / KUDSİYYE TERCÜMESİ

Büyük Şeyh Efendi Mustafa İsmet Garibullah k.s. çok tenbihatta bulunmaktadır.

Bu günkü  tenbihi ise şudur.  

بُو قَلْب مِرْاَتْ كِبِيدِرْ عِكْس اِيدَرْ حَالْ  Bu kalb mirat gibidir aks eder hal.

Bu kalb ayna gibidir, hal akseder. Bu kalb ne bakımından ayna gibidir? Hal aksetme bakımından. Her insanın kalbi aynadır. Aynanın yüzü eğer masiva çalısından, tozundan pak olursa nereye yönelirse onun hükmüne girer. Kalb bütün dertlerden, kasavetten kurtulup Mevla’nın bir dostuna çevrilirse, o dostta ne varsa hepsini alır. Bir müridin kalbi mürşidin kalbinin karşısına gelirse, mürşidin bütün kemalatını çeker. Onun için rabıta en yakın vesiledir. Bunu bırakmamalı, bunu iyi anlamalı. Geçen haftada bu rabıtadan epey söylendi ve çok söylenmesi lazım gelen bir şeydir. Rabıta mürid ile mürşid arasında manevi bir yoldur. O yol mürşidin kemalatını müride ulaştırıyor. Kendi başına ne kadar çalışsan bir şey koparamıyorsun, ama rabıta vasıtasıyla mürşidde ne varsa ona yönelmekle aks ediyor. Bu kalb ayna gibidir. Mürşide çevirirsen, onda ne kadar kemalat varsa sana gelir. Eğer bir aynanın karşısına çiçek, ağaç, dağ, taş, güneş  v.s. herne tutsanız aynaya aks eder.

  

كُوكُلْ ؤِيرْ اَكْمَلَه عَكْس اِيدَه اَحْوَالْ Gönül ver ekmele aks ede ahval.

Ekmel mürşide (en kâmil mürşide) gönül verki, ondaki haller sana akseder. O mürşiddeki huzular, huşular, inabeler, zühtler, takvalar, güzel ahlaklar, huzurlar v.s. ne varsa sana akseder.

 Ekmel: Çalışa çalışa en ziyade kâmil olmuş, tamamlanmış. O mürşidin içi dışı sana aks ede. Yalnız  mürşidi hatırlarken, bu zat benim Allah’ımın aynasıdır, diye itikad etmen lazım, yoksa olmaz. Ebu Bekir Sıddık bir gün Resulullahın s.a.v huzuruna geldi. Yâ Resulullah senin cemâlin benim kalbimin gözünden gitmiyor. Kalbimin yüzü sana bakıyor, helada bile seni hatırlıyorum, unutamıyorum. Resulullah onun bu halini tasdik etti. İşte asıl rabıta budur.

 Ebu Bekir Sıddık Resulullah’a, kalbini Allah’ın en büyük Peygamberi olduğuna inanarak çevirdi. Onun için de Peygamberlerden sonra en büyük insan oldu.

 Ebu Cehil ise, Resulullah’a kalbini inanmayarak çevirdi. O da en büyük düşman oldu. Bir beyitte deniliyorki.

 Çeşmi Ahmed ber Ebu Bekir zede. O zi yek tasdik, Sıddık amede.

‘Ahmedin (Resulullah Sallallahu aleyhi vesellem) gözü, Ebu Bekir üzerine vurdu, Ebu Bekir’den bir tasdikle beraber Sıddık meydana geldi.’

İmamı Rabbani Hazretleride buyuruyorki:

‘Bâ keriman kâriha düşvar nist’ ‘Keremli olanla iş güç değildir’

Resulullah Efendimizin azatlısı Sevban (Radıyellahu anh) vardı. O Resulullah’a karşı çok muhabbetli olup onsuz hiç duramazdı. Bir gün rengi değişmiş ve yüzünde üzüntü eseri belir-gin olduğu halde Efendimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)in huzuruna geldiğinde Resulullah (Sallallahu aleyhi vesellem ) ona;    

ماغَيَّرَ لَوْنُكَ ‘Senin rengini ne değiştirdi?’

diye sordu.  Oda Yâ Resulullah! (Sallallahu aleyhi vesellem), bende hiç bir hastalık ve ağrı yok, ancak seni görmediğim zaman tekrar sana kavuşuncaya kadar çok sıkıntı çekiyorum, sonra ahireti düşündüğümde seni hiç göremeyeceğimden korkuyorum. Çünkü sen Peygam-berlerin makamına yükseltileceksin, ben ise cennete girsem de senin makamından daha aşağı bir mertebede olacağım. Cennete giremezsem o vakit seni ebedi göremeyeceğim’ diye söyledi.

 İşte ilerde rabıta böyle olmalı. Öbürleri yapmacık ama o da lazım. Çünkü ilerde o yapma-cıklar hakikata döner.

التَّحْقِيقِ التَّقْلِيدُ بَابُ “Taklid; hakikatın kapısıdır.”

الرِّيَاءُ بَابُ اْلاِخْلاَصِ “Riya ihlasın kapısıdır.”

 Yarabbi, sen bizim gözümüzü aç bu nimetleri kaçırmaktan muhafaza et. Büyük pirânları-mızdan (Aliyy-ul Râmiteni Kuddise sırrıhu) birine bir misafir geldi. Ona ikram etmek için yemek temin edememiş. Olur ya ev hali, bazı olur bazı olmaz. Şeyh Efendi bu halde iken komşulardan bir delikanlı elinde bir tas çorba getirmiş. Üstadım, bu hediye olacak gibi değil ama siz kabul edin. Aman oğlum getir benim misafirim var. Şeyh Efendi ikram edip işini  bitirdikten sonra delikanlıya dedi ki: ‘Aman oğlum çok makbule geçti. Ne istersen benden iste verilecek’ Genç de; Senin gibi olmak istiyorum dedi. Oğlum bunu isteme buna tahammül edemezsin. Ne olur? Ölürsün. Genç de; Sizin gibi olayımda öleyim dedi. O manevi yük ona binince tahammül edemedi yatağa düşdü, 40 gün sonrada vefat etti. Genç’in dediği oldu. Allah herşeye kadir. Şimdi siz dersiniz ki: Biz bu kadar zaman rabıta ediyoruzda bir şey olmuyor. Rabıta ettikçe sana yavaş yavaş akıtılıyorlar. Birden o feyizi akıtsalar ölürsün. Lazımsın, hemen ölmek mi lazım.

Daha önce sizden birinize İstanbulu versem çarşaf giyemezdiniz. Ama şimdi İstanbulu versem çarşafı çıkarmazsınız. Nerden geldi bu hal? Rabıtadan. Hacı Dursun Efendi Hocam derdi ki; Siz dersiniz ki bunca zaman rabıta ediyoruz da birşey olmu yor. Halbuki oldu. Namahreme bakmaya korkuyorsunuz, haramlardan korkuyorsunuz, çalgı dinlemek, Tv ye bakmak istemiyorsunuz. İbadeti seviyorsunuz, beşbin Allah demeyi seviyorsunuz. Bunların hepsi rabıtadandır. Rabıta ettiğin müddetçe, mürşidinin halleri (huşusu, huzusu, zühdü, takvası, ahlakı, v.s.) ve mürşidin kalbindeki nur senin kalbine aksediyor. O gelen nur, yığıla yığıla senin kalbin nur yığını oluyor. İşte Allah’tan gelen o nur, Mevla’ya bakar. İmanın hakikatı olur. Mürşid yavaş yavaş seni yetiştiriyor. Siz ise hemen taneyi koydunuz toprağa bitsin istiyoruz, ama hemen bitmiyor. Bak kaç ay Allah onu toprakta durduruyor. Yağmur yağıyor nemleniyor, ondan sonra iğne gibi bem-beyaz bir filiz çıkıyor.

 

كُونُلْدَه طُورْ هَمَانْ حَقَّه كِيدَه لِمْ   جَمَالِ بَا كَمَالَه سَيْر اِيدَه لِمْ

Gönülde dur hemen Hakka gidelim.  Cemâli ba kemala seyr edelim.

İşte devam eden mahrum olmamıştır. Devam etmeyen havadan kuş tutsa bir şey olmaz. Hiç bir gün yemek yemeden durmazsın. Onun için hiç bir günde dersi yapmadan durmamalı. İşrak, kuşluk, evvabin, kabir nur, ve gece namazı seni yetiştiriyor.

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.