.

.

E-posta Yazdır PDF

BAŞÖRTÜSÜ ÜZERİNE MESH

legen-ibrik.jpgSARIK-BAŞÖRTÜSÜ-ELDİVEN ÜZERİNE MESH EDİLİR Mİ?

M.İslamoğlu ve benzerlerine reddiyedir. Aslında bu gibi cahilleri kaale almak doğru değildir, fakat ilmi olmayan kardeşlerimizi uyarmak vazifemizdir. Bu bakımdan birkaç delili zikredeceğiz:

Kanuni döneminden sonra Osmanlı zamanında el kitabı olan ve fetva için en çok müracaat edilen Mülteka da ibare şöyledir:

“Sarık üzerine, takke, baş örtüsü ve eldivenler üzerine mesh caiz olmaz.”

 

Şimdi konu ile ilgili bazı delilleri zikredelim de, şaşkınların cehaletine aldanmayın:

الاختيار لتعليل المختار - (1 / 2)

 ولا يجوز المسح على العمامة والقلنسوة والبرقع والقفازين

“Sarık üzerine, takke, baş-yüz örtüsü ve eldivenler üzerine mesh caiz olmaz.”

                                                                                                                      (İhtiyar: 1 / 2)

Bu ibareler hanefi mezhebinin en makbul eserlerinin ibaresinin aynısıdır. Bunlarda ihtilaf olmamıştır.

البحر الرائق - (1 / 193)

 عن جَابِرِ بن عبد اللَّهِ أَنَّهُ سُئِلَ عن الْمَسْحِ على الْعِمَامَةِ فقال لاَ حَتَّى يَمَسَّ الشَّعْرَ الْمَاءُ

Cabir ibni Abdillah’tan r.a. sarık üzerine mesh hakkında soruldu, şöyle dedi: Hayır, taki su saçlara dokunana kadar.  (Bahrur-Raik 1/193)

  Başın meshinde asıl önemli husus, suyun başa dokunmasıdır, buna mani bir şey olursa mesh olmamıştır.

الجوهرة النيرة - (1 / 108)

وَلَا يَجُوزُ الْمَسْحُ عَلَى الْعِمَامَةِ وَالْقَلَنْسُوَةِ وَالْبُرْقُعِ وَالْقُفَّازَيْنِ ) لِأَنَّهُ لَا حَرَجَ فِي نَزْعِ هَذِهِ الْأَشْيَاءِ وَالرُّخْصَةُ إنَّمَا هِيَ لِرَفْعِ الْحَرَجِ

“Sarık üzerine, takke, baş-yüz örtüsü ve eldivenler üzerine mesh caiz olmaz.” 

Zira şu şeyleri çıkartmada bir zorluk yoktur.  Meshe verilen ruhsat/müsaade, ancak  zorluğu kaldırmak içindir. (Cevheretün- Niyre: 1/108- Hidaye şerhi İnaye: 1/251))

Zorluk olan yerlerde dinimiz bir takım uhsatlar vermiştir. Bunlaın müsaade edildiği yerleri iyi incelemişler ve sınılanacağı yerleri de beyan etmişlerdir. Bir sonraki rivayeti zikredersek, bu sınırlamayı anlarız.

فقه العبادات - حنفي - (1 / 45)

 ملاحظة : لا يجوز المسح على العمامة والقلنسوة والقفازين قياسا على الخفين لأن المسح على الخفين ثبت على خلاف القياس وما ثبت على خلاف القياس فغيره عليه لا يقاس

Mülahaza: Mestler üzerine meshe kıyaslayarak sarık, takke ve eldivenler üzerine mesh etmek caiz değildir, zira mestler üzerine mesh etmek, kıyasın hılafına olarak (sünnetle) sabit oldu. “Kıyasın hılafına sabit olan şey (olursa), başkası onun üzerine kıyas edilmez.”

                                                                                           (İbadetler fıkhı-Hanefi:1/45)

Burda zikredildiği gibi ruhsat verilen ayaklardaki mestler üzerine mesh etme hükmü, hadisi şerifle (sünnetle) sabit olmuştur. O hali başka bir yere kıyas edemiyoruz, zira diğer yerleri incelersek, mutlaka bir kolaylık buluruz. Mesela ayaklardan başka bir azaya mest yapılsa ve onların üzerine mesh edilmek istense bu caiz olmaz, zira diğer azalarda yıkama işi kolaydır. Azaların hasta olması veya kırık olması durumunda ise, sargı veya alçı kullanılır ve onun üzerinden ıslak elle mesh edilir. Bu gibi yerlerde sargının kullanılması da şer’i izinledir.

العناية شرح الهداية - (1 / 253)

قَالَ مُحَمَّدٌ : أَخْبَرَنَا مَالِكٌ ، قَالَ حَدَّثَنَا نَافِعٌ ، قَالَ رَأَيْت صَفِيَّةَ بِنْتَ أَبِي عُبَيْدٍ تَتَوَضَّأُ وَتَنْزِعُ خِمَارَهَا ثُمَّ تَمْسَحُ بِرَأْسِهَا ، قَالَ نَافِعٌ : وَأَنَا يَوْمَئِذٍ صَغِيرٌ ، قَالَ مُحَمَّدٌ : بِهَذَا نَأْخُذُ لَا نَمْسَحُ عَلَى خِمَارٍ وَلَا عَلَى عِمَامَةٍ ،

İmamı Muhammed de rki: Malik bize haber verdi, Nafi’ bize söyledi ve dedi: Ebu Ubeyd kızı Safiyye’yi gördüm abdest alıyordu, başörtüsünü çıkarttı, sonra başına mesh etti. Nafi’ dediki: Ben o gün küçüktüm. İmamı Muhammed derki: Başörtüsü ve sarık üzerine mesh edilmemesi hükmünü alırız.  (İnaye: 1/253)

Bu rivayette de açıkca Safiyye r.anhanın fiili görülmüş ve nakledilmiştir. Bir sonraki riva-yeti de incelersek artık mesele tamamen anlaşılmış olur.

بدائع الصنائع - (1 / 5)

 وَلَا يَجُوزُ الْمَسْحُ على الْعِمَامَةِ وَالْقَلَنْسُوَةِ لِأَنَّهُمَا يَمْنَعَانِ إصَابَةَ الْمَاءِ الشَّعْرَ وَلَا يَجُوزُ مَسْحُ الْمَرْأَةِ على خِمَارِهَا لِمَا رُوِيَ عن عَائِشَةَ رضي اللَّهُ عنها أنها أَدْخَلَتْ يَدَهَا تَحْتَ الْخِمَارِ وَمَسَحَتْ بِرَأْسِهَا وَقَالَتْ بهذا أَمَرَنِي رسول اللَّهِ إلَّا إذَا كان الْخِمَارُ رَقِيقًا يُنْفِذُ الْمَاءَ إلَى شَعْرِهَا فَيَجُوزُ لِوُجُودِ الْإِصَابَةِ

Sarık ve takke üzerine mesh etmek caiz değildir, zira bu ikisi suyun saça ulaşmasına manidirler. Kadının başörtüsü üzerine mesh etmesi de caiz değildir, zira Aişe r.anha’dan şöyle rivayet edildi: “kendisi elini başörtüsünün altına soktu ve başını mesh etti ve şöyle dedi: Resulullah s.a.v bana, bununla emretti.”

Ancak, başörtüsü ince olup suyu saçına ulaştırırsa bu durumda mesh caiz olur, zira suyun isabeti mevcut olmuştur. (Bedaiyi Senai: 1/5)

Aişe r.anha validemizin bu fiili de fıkhın tesisinde en önemli rivayettir.  Artık hanımlar başörtüsünün alından mesh edeceklerdir.

Başın açılıp açılmamasına gelince, kadınların abdest aldığı ve hacetini gördüğü wc veya lavaboların mutlaka erkeklerden ayrı bir yerde olması gerekir. Bu husus zaten teset-türün bir gereğidir. Tesettüre riayet etmeyen bir kadının kalkıpta abdestte mesh meselesini sorun yapması fuzuli sofoluk gibi bir şeydir. Önce kadın kadınlığını bilsin de erkeklerden sakınsın, sonra abdesti ve namazı tamam olur..

Bazı iş yerlerinde erkekler, kadınlar ile aynı helayı ve lavaboyu kullanıyormuş, ne büyük felaket. Düşünsenize sizin mahreminiz olan bir hanımın helada iken kapısında bir erkek bekliyor. Onları bu hale sokan şu düzenbazlar ve onlara fetva vermek için kıvranan modern ilahiyyatçılar ve reformcular, ne büyük bir rezillik ve dinsizlik işine kalkmışlar anlayın artık….

 

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.