Zina, iki şekilde sabit olur.
İkrar ve şahedetle.
İkrar eden hakimin huzurunda ayrı
ayrı zamanlarda dört kere suçunu itiraf etmesidir. Bir yerde dört defa ikrar
etmesiyle had lazım gelmez.
557- Hakim ikrar edenini üç kere
itirafını red eder. Dördüncü sefer gelip ikrar ederse, o zaman hakim ona sorar:
Zina nedir? Nerde zina ettin? Kiminle yaptın?
Böylece adamın şuur ve dirayetini ölçer, ailesinden araştırır ve bilerek
ikrar ettiğine kanaat ederse haddi
uygular.
558- İtiraf eden kişiye hakim yeniden
–Aranızda belki nikah vardı, veya bu hadise bir şüpheye binaen vuku bulmuş olabilir
veya rüya görmüş olabilirsin gibi sözlerle, ikrarından vaz geçmesinin yolunu
açar.
Buna rağmen yine ısrar ederse,
İkrarda olayın eskiden olmasının
zararı yoktur, her nezaman kişi tevbe edip halini ıslah ederse, ikrar edip
cezanın tatbikini isteyebilir.
561- Bir kişi, başka bir kadının
gıyabında onunla zina ettiğini ikrar etse, o kişi hakkında had uygulanır,
kadının mahkemede hazır olması gerekmez. Kadına had tatbik edilmez.
Aynı şekilde bir kadın, filan
erkekle zina ettiğini itiraf etse ve kendisine had uygulansa, erkeğe de had
uygulanması gerekmez.
566- Zina hakkındaki şehadet:
hakimin huzurunda mükellef, hür,
adil, gözleri görür dört erkeğin, mürmelerine dayanan bir şekilde zinanın
meydana geldiğinde ittifak etmeleri ile birlikte yaptıkları şehadettir. Bu
şehadette zina lafzı kullanılır –zina etti- gibi. Yani beş şey şarttır:
1- Şahitler en az dört mükellef
hür gözleri gören olmalı.
2- Şahitler erkek olmalı.
3- Şahitlerin hepsi de adil
olmalı.
4- Şahitlerin hepsi de birlikte
ittifakla aynı yerde şahitlik etmeli.
5- Şahitler zinayı açıkça
belirtmeli, yani sürmedanlığın içine milinin sokulması gibi tenasül uzvunun
sokulduğunu gördüklerini açıkça söylemelidirler. (Zan ile tahmin ile olmaz)
Ayrıca şahitlerin dini, suçluların
dininden olmalı. Mesela zimmilerin zinasında şahitlik eden dört kişiden biri,
hüküm verildikten sonra cezanın tatbikinden evvel müslüman olsa, sanki verilen
hüküm yok olmuş gibi olur, had düşer. Müslüman hakkında da aynı durum söz
konusudur, şahitlerin biri dinden dönse had düşer.
567- Yukarki şehadetin tahakkukundan
sonra hakim, şahitlere zinanın ne demek olduğunu, nerde ve kiminle meydana
geldiğini sorar. Bu soruşturmayla işin gerçekten meydana gelip gelmediği açığa
çıkar.
568- Şahitlerin adaletleri açıktan
veya gizli olarak araştırılır. Adil oldukları sabit olunca iddialarını dinler.
Bir zaman sonra şahitlik ederlerse zaman aşımına uğradığında had cezası
verilmez. Zaman aşımı bir aydır.
572-Kadınların erkeklerle birlikte
şahitliği hadlerde geçerli değildir. Şahit erkeklerin adeti dörtten az ise veya
biri kör ise, kendileri iftiracı durumunda olup iftira cezası yerler.
576- Şahitlerin bazısı kadının
isteyerek yaptığını, diğerleri zorla yaptığını söylese, bu şehadette ittifak
olmadığından had düşer.
Şahitler zinanın zamanı hakkında,
yeri hakkında, zina edilen kadın hakkında ihtilaf etseler had düşer. Fakat
küçük bir oda içindeki zina olayında şu köşede veya bu köşede diye ihtilaf
edilse, bundan dolayı had düşmez.
584- Zina hakkındaki şehadetlerinden
dönen şahitler, recmedilen şahsın diyetini öderler. Her şahit dörtte birini
öder.
ZİNA HADDİNİ DÜŞÜREN SEBEBLER
593- Vaki olan ikrara binaen hakkında
sopa veya recm suretiyle had uygulanan bir şahıs, bu anda firar etse takib
edilmeyip bu kaçışı ikrarından dönmek olur, had düşer.
Fakat şehadet yapılarak hakkında
zina suçu sabit olan kişi, had uygulanırken bu esnada kaçarsa, yakalanıp cezası
tamam edilir. Eğer yakalanamazsa zaman
aşımından dolayı hadden kalan kısım düşer.
594- Gayrı meşru’ yakınlıkta şehadet
yapılmış olsa, kadın errkeğin inkarına yakın onun kocası olduğunu iddia etse,
her ikisinden had düşer. Zira bu durumda
kadın mehir gibi bir hak iddiasında bulunmuştur.
Kadın dört kere ikrar etse, erkek
ise evli olduklarını iddia etse, yine haklarında had lazım gelmez.
596- Kendisine isnad edilen zinadan
dolayı hakkında delil ile had uygulanacak kadın, henüz bekar veya rahminde
cimaya mani et veya kemik olduğunu, kendisini muayene eden kadınlar tarafından
isbat etse, hakkında had icra edilmez.
CELD VE RECM CEZALARININ İFA ŞEKLİ
600- Celd /sopa, vucudu
yaralamayıp yalnız elemledirecek bir
surette orta halli bir deynek ile yapılır. Deyneğin çok ince ve çok kalın
olmaması, budaksız, kenarsız ve düğümsüz olması lazımdır. Sopa adedi hür erkek ve kadın hakkında 100 kededir..
Köleler hakkında 50 kerdir.
Hepsinin bir günde vurulması da
gerekmez.
601-
Sopa vurulacak erkek ise, avret yerleri örtülü olarak fistanı, don
gömlek gibi ince elbiseleri kalır, diğer dış elbiseleri çıkartılır. Ayakta
olduğu halde bedeninin değişik yerlerine vurulur. Başına, yüzüne ve tenasül
uzvuna vurulmaz.
602- Eğer kadın ise, oturduğu halde
cezası tatbik edilir, üzerindeki kürk gibi kalın elbiseleri çıkartılır. Eğer
hamile ise çocuğunu doğurana kadar hapsedilir. Nifastan sonra sopalar vurulur.
Eğer recm edilecekse doğumdan hemen sonra tatbik edilebilir. Eğer çocuğun
bakımını yapacak kimse yoksa, terbiyeden kurtuluncaya kadar (5-7 yaşları) had
bekletilir.
604- Recm, bir meydanda suçlu erkek ise
ayakta olduğu halde, kadın ise göğsüne kadar yere gömülerek, ölünceye kadar
ufak taşlar atılarak (recm cezası) tatbik edilir.
Eğer ikrar ile olursa, hakim ve
belde ahalisinden bir kısmı taşlama yapar. Evvela hakim taş atar, Allahın hükmünü
tatbik eder.
Eğer suç şahitle sabit olmuşsa,
evvela şahitler taş atarlar, sonra hakim sonra halk taşlama yapar. Eğer
şahitlerden biri taş atmaktan imtina ederse recm cezası düşer.
606- Şahitler hazır değilse recm
tatbik edilmez. Şayet şahitlerden biri ölse veya şehadet şartlarını yitirseler,
had yapılamaz.
607- Recm ile hükmeden hakim ölse veya
görevden azledilse, yeni gelen hakim evvelki şehadet üzere haddi uygulayamaz,
belki yeniden şahitleri dinlemesi ve hüküm vermesi gerekir.
611- Recmedilen kişinin dini merasimi
aynen yapılır. Müslüman ise usulüne göre yıkanır kefenlenir ve cenazesi
kılınarak defnedilir.>>>
Şimdi şu harici kafalı yeni
yetmelere soralım!!!
1- Bu kadar
tereffuatıyla anlatılan, recm cezası ve tatbiki açık ve net şekilde islam hukukuna
girmiş ve yerleşmişken, hangi kafayla bu kat’i meseleyi inkar edersiniz?
2- Ömer N. Bilmen
Efendinin (r.aleyh), ilmi ahlakı samimiyyeti ve islama olan hizmetleri sizin
gözünüzde değersiz mi, onun prof. veya doç. etiketi yok diye mi tarafına
bakmıyorsunuz???
3- Istılahatı Fıkhıyye
kamusunun şanı ve ilim bahsinde değer ve mertebesi sizce malum değilmi???
4- Bu zat, vaktinin
şeyhul islamlarının fetva emini idi, Osmanlı devam etseydi şeyhul islam olması
kesindi. Fetvasıyla tüm islam alemi amel edecek ve devlette onu tatbik
edecekti, ama siz o zamanda mı inkar edecektiniz?
5- Sadece bu eserde
değil, 4 mezhebin tüm eserlerinde recm hükmü sabitken, tefsirler, fıkıh
kitabları ve ahkamı Kur’an eserleri recmi sabit ederken, sizin gibi harici
zihniyetli, birkaç tez yaparak etiket almış, ilmi ve ahlakı son derece
yetersiz, araştırmaları nakıs kimselerin sözüne kimler itibar eder???
6- Şu yukarda sayılan
–hadleri düşürmek- hakkındaki şüplerin tahakkukunda ve haddi isbatta lazım
gelen şartları mülahaza ettiğimiz de, artık bu zamanda kim recmedilebilir ki?
Bunun tesbiti ancak ikrarıyla olur ki, bu da onun kendini temizlemesi için
hayatını feda etmesidir, bu halde islamın güzelliğine kim dil uzatabilir ve siz
de güya islamın modern hukuklara uygun olduğu safsatasını ortaya atmanıza ne
gerek vardı?? Kendinizi, kati bir hükümde inkara sevketmenize ne gerek vardı???
7- Allah için tevbe edin de sizi gerçek müslüman olarak tanıyalım, zira internetteki diğer sayfalarınızda yazdıklarınızı tetkik edince artık kesin olarak kanaatimiz odurki, -bu gibi sözleri söyleyenle sapmış bid’at çukuruna düşmüş hevalarına uymuş fasık kimselerdir- dememizdir. (Recmi inkar eden, ayağa mesh edilmesine fetva veren, müziği mubah sayan, üç talakın vukuunu kabul etmeyen, hayızlı kadına tavaf ettiren ve oruç tutturan, cennet ve cehennemin ebediyyetini isa aleyhisselamın gelişini inkar eden, borsa kredi kartı gibi hususlara cevaz veren bir zihniyet nasıl ehli sünnet olacak???)
(Devamı var)
< Önceki | Sonraki > |
---|