Sende de bu hastalık var mı?
20. asrın modern insanlarının mübtela olduğu, ruhun
ölümüne sebep olan maddecilik modern deyimle, materyalizm; İmandan ve İslam’dan
mahrum olan, nefislerini rehber edinip ona tapan Yunan filozoflarının
sistemleştirdiği, bütün her şeyin maddeden ibaret olup manadan yoksun olduğunu
iddia eden sapık bir akımdır. Bunlara göre insanın mutlu veya mutsuz olması
ancak maddeye bağlıdır. Allah, peygamber, maneviyat, ruh, ahiret, mucize ve
buna benzer gerçekler bu adamların sapık görüşlerine göre yoktur. Bu adamların
ve onlara uyanların varacakları yer malumdur. Fakat işin en acayip tarafı
Müslüman anan-babadan Müslüman olarak dünyaya gelen kişilerde d
İslam
düşmanları kendilerinde olan bu helak edici hastalığı bize bulaştırdılar. Bu
hastalığın bizlere yani ehli İslama sirayet etmesinin sebeplerinin başında;
1-) İslamî meselelerdeki cehaletimiz.
2-) Maddenin ardındaki hakikati, maddeyi aşıp “her
şey helak olucudur” ayeti kerimesinin ne manaya geldiğini bizlere öğreten tarikatın,
tasavvufun elimizden alınışıdır.
Gönülden Mevla’ dan başka her şeyin sevgisini çıkarıp atmanın en kestirme
yolunun tekkelerden geçtiğini unutmak, dünya sevgisinin altında kalıp yok
olmamıza sebep olmuştur..
İkinci bin yılının müceddidi, İmamı Rabbani
hazretlerinin de ‘Mektubat’ında “kalbinde Allahtan başkasına ait
sevgilerden kıl miktarı bulunan kişiye Allah’ı bilmek haramdır”
buyurması da bu konuya temel teşkil etmektedir. Bizler Allahresülü’nün
bildirdiği faydalı-zararlı, hak-batıl ne varsa hepsini öğrenip tatbik etmekle
bu ve buna benzer bütün hastalıklardan kurtulmuş oluyoruz. Elbette dünyaya boş
vermek mümkün değildir, doğru da değildir. Zira efendimiz sallallahu aleyhi ve
sellem “dünya ahiretin tarlasıdır” buyurarak asıl istirahat ve
eğlence yerinin ahiret olduğunu, burada ise olanca gücümüzle çalışıp öte
dünyaya yatırım yapmamız gerektiğini belirtmiştir.
Müslümanlar için hayati önem arz eden buna rağmen
tamamen unutulmuş ve başından beri işlenen konuyu en güzel şekilde tamamlayan
bir hadisi şerif zikredelim, hemde ne hadisi şerif:
Hasen radıyellahu anh rivayet etti,
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: “Sizden her kim
Allah celle celalühü’nün kendisine hiç okumadan ilim vermesini ve yol gösteren
olmadan hidayet bulmasını ister?
Sizin içinizden hanginiz
Allah’ın kendisinden körlüğü gidermesini ve kendisini basiretli (ileri görüşlü)
yapmasını ister?
Dikkat edin!
Şüphesiz ki, kim dünyaya meyl etmez ve dünya hakkında uzun uzun düşünmezse,
Allahü Teâlâ ona öğrenmeden ilim verir ve yol gösteren olmadan doğru yola
erdirir.
Uyanık olun! Muhakkak
sizden sonra bir topluluk bulunacaktır ki, insanları haksız yere öldürmeden ve
kibirlenmeden mülk ve saltanat elde edemeyecekler. Böbürlenme ve cimrilik
olmadan zengin olamayacaklar. Nefislerinin arzularına uyup dinden çıkmadan da
kendilerini sevdiremeyecekler.
Uyanın! Sizlerden
herhangi biriniz o zamana ulaşırda zenginliği elde etmeye gücü yettiği halde
fakirliğe sabreder, sevilmeye kadir iken milletin nefretine tahammül eder,
izzete (güçlü olmak) elinde olduğu halde zillete (güçsüzlüğe) tahammül ederse
ve bunları yalnız Allah rızası için yaparsa ona 50 sıddık sevabı verilir.”
Eğer eğitim sistemimiz bu ve bunun gibi hadisi şeriflerin rehberliğinde tekrardan tesis ve tezyin edilmezse bu devran hep böyle dönüp duracak. Ve artık katillik, zalimlik, zorbalık tecavüzcülük, hırsızlık, arsızlık ve daha ne kadar rezillikler varsa hepsi bizlere normal gelmeye başlayacak. (hafezanallahu tealâ min zâlik) Ya rabbi uyanmayı ve uyandırabilmeyi nasib eyle, uyananlardan iki dünyada da bizleri ayırma, Amin…
< Önceki | Sonraki > |
---|