.

.

E-posta Yazdır PDF

Tesettür ve Avret Hükümleri-2

gul_agaci.gif

7- Küçük çocukların birbirlerine göre avret hükmü:

Bazı alimler küçüklük yaşını erkek için dört ve aşağısı ile sınırlamıştır. İbni Abidin şöyle nakletmiştir; namaz emri gibi yedi yaşı itibar edilir.

Kız çocuğu için süt emme dönemi -ki iki buçuk senedir- içinde avret hükmü yoktur. Bundan sonra şehvetlenilme çağına (sekiz yaşı) doğru bakılması bakımın dan avret sayılmaz, dokunulması bakımından erkek tarafından yıkanmaz, bu yaştan yukarısı büyük kadınlar gibidir.

Namaz kılmaları hususunda örtünmeleri, göbek ve diz kapağı arasına kadar olan yerleri içindir. Daha fazlasının örtünmesi mendubtur.


8- Karı-kocanın birbirlerine göre avreti:

Edeb sebebiyle, kaba avret yerlerine bakamazlar, hadisi şerif şöyledir: “Sizden biri ehline gelince örtünsün, develer gibi çıplak olmasın.” [8]

Kaba avret yerlerinden gayrısına bakmak her ikisi için mubahtır. Dokunma hususunda bir sınırlama yoktur.

9- Hünsayı Müşkilin[9] avret hükmü:

Hünsanın, hiç kimsenin yanında açılmaması, yıkanmaması lazımdır, zira eğer erkek yanında açılırsa, kendisinin kadın hükmünde olması  ihtimali vardır, eğer kadın yanında açılırsa kendisinin erkek olma ihtimali vardır.

10- Namazda örtünme:

Namazda kadınların bedeni ve başı örtmesi şarttır. Bedeni gösteren ince elbiselerle namaz kılmak caiz olmaz, zira avret mahalli açık sayılır.

11- Şahitlerin bakması:

Aleyhine dava edilen kadının yüzüne şahitler bakabilir. Hakimin hüküm vermesi için, şahitlerin şahitliği yerine getirmesi için, şehvet korkusu olsa da kadının yüzüne bakması caiz olur, zira hakkın yerine getirilmesine ihtiyaç vardır.

Zina eden kadının suşunu isbat için şahitlerin avret yerine bakmasına cevaz verilmiştir, şehvet korkusu olsa da, zira zina davasının sabit olması için o halde iken görülmesi lazımdır. Bu bakış ile şahitler fasık olmuş sayılmazlar, zira bunda zaruret vardır.

12- Zaruretten dolayı avret mahallinin açılması:

Erkeğin erkeğe veya kadına karşı, kadının erkeğe karşı avretini açmasının zaruret olduğu bazı yerler vardır.

Ebe olan kadının, doğum anında doğum yapan kadının fercine bakması caizdir. Veya kadının bekar olduğunu muayene etmesi için bakması da böyledir.

Erkek doktor, eğer kadın doktor yoksa, hasta olan kadının hasta olan mahalline bakması ve dokunması caizdir. Eğer erkek veya kadın olan müslüman doktor yoksa, zimmi olan (yahudi-hristiyan) doktor için cevaz vardır. Ancak ihtiyaç mahallinden fazlasını açmamalıdır.

Banyoda yıkanan kişinin kaba avretini açmaması uygundur, ancak zaruret halinde banyo küçük ise buna cevaz verilmiştir. Hela ihtiyacını yapanların da gizlenmeleri ve insanların göreceği yerlerde açılmamaları gerekir. Bu gibi ihtiyacını gören kimseye o anda selam verilmez, selam verilse, o kişi selamı almaz.

13- Kadının Sesi mahrem midir?

 Bu hususu anlamak için Ahzab suresindeki    32. ayette “Sözü yuşatmayın”  yani, erkeklerin arzusuna göre hoşlanacakları şekilde yumuşak sesle konuşmayın buyurulmuştur. Bu yüzden kadınların seslerini erkeklere duyurmamaya dikkat etmesi en güzel olanıdır. Bu ayeti kerimenin delaletiyle kadınların ezan okumaktan men edileceği hükmü çıkartılmıştır. Artık siz anlayın kadın öğretmenleri veya sipikerlerin erkeklere ders okuması veya haber bültenini okuması nereye girer.

Ayrıca nur suresindeki 31 ayetin devamında “Ziynetlerinden gizledikleri bilinsin için ayaklarını yere vurmasınlar.”  Buyrulmakla süs eşyalarının sesini duyurmaktan men edilirseler, ya kendi seslerini işittirmek nerden mümkün olacak!

Ahzab suresi 32. ayetin devamında “evlerinde kararkılsınlar-yerleşsinler” buyrulmaktadır. Bu ayeti kerimeyi ashabın hanımları nasıl anlamış? Zem’a kızı Sevde (r.anha) ya denilmişki; Kardeşlerin dışarı çıktığı gibi sen niçin çıkmıyorsun?

Dediki: Vallahi muhakkak haccımı ve umremi yaptım. Sonra Allahu teâlâ bana -evimde yerleşmekle- emretti, Allah’a yemin olsun ki, dışarı çıkmam. Cenazesi çıkarılana kadar dışarı çıkmadı.

Bizler bu ayeti nasıl anlıyoruz, ne yapıyoruz. Her fırsatta dışarı çıkmanın yolunu arıyoruz. Üstelik buna mani olmaya çalışan kocalara karşı “Bizi evlerde hapsettiniz” diyerek çıkışıyoruz. Daha ne arıyorsunuz! Sizi kimseye bulaştırmadan doğru cennete götürmek istiyorlar, onlara dua edin.

Bu ayeti kerimeyi şöyle de anlamışlardır: Dışarı çıkınca vakar ve sekinet üzere olun.

Ayetin sonrası: “İlk cahiliyye dönemindeki gibi kırıtarak-salınarak dışarı çıkmayın”

Bu kısım, cahiliyye döneminde erkeklerin önünde yürüyen ve hareketleri uygun olmayan kadınları zemmetmek ve müslüman hanımların böyle olmaması gerektiğini ifade için gelmiştir.

Ayetin son kısmı: “Ancak Allah, sizden pisliği-kötü ahlakı gidermek istiyor, ey ehli beyt!”

Hitab hususi olsa da hüküm bütün hanımlara şamildir. Allahu teâlâ bu emirlerle gerekli edebi beyan etmiş ve müslüman hanımların vasıflarının tertemiz olmasını murad etmiştir. O’nun muradının dışına çıkmak en büyük edebsizliktir.

Bu malumatlardan sonra, asrımızın ilim ve marifet sultanı, sünneti seniyyeyi en iyi tatbik eden ve hanımların örtüsünü en güzel şekilde korumalarına can-ı gönülden gayret eden mahmud Efendi k.s. nun, tesettür hakkındaki son derece kıymetli sözlerinden bir kaçını zikretmekle yazımızı noktalayalım:

“Kadınların şerefi gizli kalmalarında ve erkeklerle görüşmemelerindedir.”

“Allah sana islam kıyafeti verdi, sen ingiliz kıyafeti giyiyorsun. Daha bu şerefinle ne kadar oynayacaksın, dönmeyecekmisin hala islam şekline.”

“Çarşaf giymekle büyük yiğitlik yapıyorsunuz, milletin tesettüre heves etmesine sebeb oluyorsunuz. Kimse bu işi yapamaz, ancak Cenabı hak size nasib etti.ölünceye kadar devam edelim, bunlar yüzümüzü ak edecek. Pantolonlar, bilmem neler giyenlere öldüklerinde “Sen kimin ümmetiydin, bu halin nedir?” der, sitem ederler, iyice cehalet doldu ortalık.”

“Muhterem üstadım –Ali Haydar Efendi k.s.- Rumların Ermenilerin şort giyen çocuklarını gördüğünde bu işe kızardı.  Şimdi müslümanın çocuklarına şort giydiriyorlar, yabancı dil yazılı kıyafetler giydiriyorlar. –Daha bu çocuktur, zarar etmez- diyorlar. Çocuksa gavura mı benemesi lazım?”

“”İplik kadar bir şey dahi olmasın kafirlerin modasından. Çarık giy demiyoruz, ayakkabı giy ama müslümanca olsun. Bir ayakkabıyla bir elbise ile aldanan insanın hiç değeri kalır mı?”

“Manto giyilecekmiş, tepeden tırnağa kadar uzunmuş, genişmiş, miş miş miş. Mişleri bırakalım, nefse uymayalım, çarşaf giymek lazımdır. Allahu teâlâ’nın habibine ve hanımlarına benzemek lazımdır. Onun düşmanlarına zerre kadar dahi olsa benzememek lazımdır.”

Bu ve benzeri ilaç gibi mübarek sözlerini iyi anlamak lazımdır. İtirazın kimseye faydası yoktur. netice nereye gidiyor, görmüyormuyuz. Kız erkek bir arada okulda, iş yerinde, sokakta ne haltlar karıştırıyorlar, dünya alem görüyor, ama ibret alıp tevbe etmiyoruz. Hala daha okusun da diploma getirsin, maaşı olsun, kimseye muhtaç olmasın, kocasına muhtaç olmasın gibi saçma ve islam dışı itikadlarla hangi müslümanlık davasını güderiz.

Kadının vazifesi ve yaratılış gayesi nedir. Âdem babamızın eşi olarak yaratılan Havva annemiz, onun hayat arkadaşı, evlatlarının annesi ve sükun bulacağı eşi idi. Bu nizamı bozup kadını dışarı salarsak, artık pantolonda giyer, yırtmaçlı etek te giyer, defilelere çıkar ve erkeklerin ortasında kırıtır ve alkış toplar. Başına da bir parça baş örtüsü takar, altında dar pantolon. Bunun adı tesettür. Buna -üstü Fatih, altı Şişhane- derler.

Allahu teâlâ sevdiği ve eğendiği modeli göndermiş, erkek ve hanımların tabi olacağı usulü beyan etmiştir. İlim geldikten sonra yan çizenler mutlaka sorumludurlar.

 

 

________________________

[8] İbni Mace . 1-619

[9] Eş cinsel denilen ve kadın mı erkek mi olduğu belli olmayan derecede hali karışık olanlar. Eğer hünsa için kadındır veya erkektir diye hüküm verilse o zaman müşkil olması kalmaz, kadın veya erkek hükmünde olur.

 

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.