.

.

E-posta Yazdır PDF

ORUÇ FIKHI -1

ORUÇ İŞLE ALAKALI MESELELER... 1. BÖLÜM.
كِتَابُ الصَّوْمِ

هُوَ تَرْكُ اْلاَكْلِ وَالشُّرْبِ وَالْوَطْئِ مِنَ الْفَجْرِ اِلَى الْغُرُوبِ مَعَ نِيَّةٍ مِنْ اَهْلِهِ وَهُوَ مُسْلِمٌ عَاقِلٌ طَاهِرٌ مِنْ حَيْضٍ وَنِفَاسٍ  وَصَوْمُ رَمَضَانَ فَرِيضَةٌ عَلَى كُلِّ مُسْلِمٍ مُكَلَّفٍ اَدَاءً وَقَضَاءً وَصَوْمُ الْمَنْذُورِ وَالْكَفَّارَةِ  وَاجِبٌ وَ غَيْرُ ذلِكَ نَفْلٌ  وَ صَوْمُ  الْعِيدَيْنِ وَ اَيَّامِ  التَّشْرِيقِ حَرَامٌ  وَ يَجُوزُ اَدَاءُ رَمَضَانَ وَالنَّذْرُ الْمُعَيَّنُ بِنِيَّةٍ مِنَ اللَّيْلِ وَ اِلَىمَا قَبْلَ نِصْفِ النَّهَارِ لاَ عِنْدَهُ فِى اْلاَصَحِّ وَبِمُطْلَقِ النِّيَةِ وَبِنِيَّةِ النَّفْلِ وَصَوْمُ رَمَضَاَنَ بِنِيَّةِ وَاحِبٍ آخَرَ لِلصَّحِيحِ الْمُقِيمِ لاَ النَّذْرُ الْمُعَيَّنُ بَلْ عَمَّا نَوَاهُ وَلَوْ نَوَى الْمَرِيضُ اَوِ الْمُسَافِرُ فِيهِ وَاجِيًا آخَرَ وَقَعَ عَمَّا نَوَى وَعِنْدَهُمَا عَنْ رَمَضَانَ وَالنَّفْلُكُلُّهُ  يَجُوزُ  بِنِيَّةٍ قَبْلَ نِصْفِ النَّهَارِ وَالْقَضَاءُ وَ النَّذْرُ الْمُطْلَقُ  وَالْكَفَّارَاتُ لاَ تَصِحُّ اِلاَّ بِنِيَّةٍ  مُعَيَّنَةٍ  مِنَ اللَّيْلِ وَيَثْبُتُ رَمَضَانُ  بِرُؤْيَةِ هِلاَلِهِ اَوْبِعَدِّ شَعْبَانَ  ثَلاَثِينَ وَ لاَ يُصَامُ  يَوْمُ الشَّكِّ اِلاَّ تَطَوُّعًا وَ هُوَ اَحَبُّ  اِنْ وَافَقَ  صَوْمًا يَعْتَادُهُ وَ اِلاَّ فَيَصُومُ الْخَوَاصُّ وَ يُفْطِرُ غَيْرُهُمْ  بَعْدَ نِصْفِ النَّهَارِ وَكُرِهَ صَوْمُهُ عَنْ رَمَضَانَ اَوْ عَنْ وَاجِبٍ آخَرَ وَكَذَا اِنْ نَوَى اِنْ كَانَ رَمَضَانَ فَعَنْهُ وَاِلاَّ فَعَنْ نَفْلٍ اَوْ عَنْ وَاجِبٍ آخَرَ وَصَحَّ فِى اْلكُلِّ عَنْ رَمَضَانَ اِنْ ثَبَتَ وَ اِلاَّ فَمَا نَوَى اِنْ جَزَمَ وَنَفْلٍ اِنْ رَدَّدَ وَاِنْ قَالَ اِنْ كَانَ رَمَضَانَ فَاَنَا صَائِمٌ عَنْهُ وَاِلاَّ فَلاَ لاَ يَصِحُّ وَلَوْ ثَبَتَ رَمَضَانِيَّتُهُ وَ لاَ يَصِيرُ صَائِمًا وَاِذَا كَانَ بِالسَّمَاءِ عِلَّةٌ  قُبِلَ فِى هِلاَلِ رَمَضَانَ خَبَرُ عَدْلٍ وَلَوْ  عَبْدًا اَوْ انُثْىَ اَوْ مَحْدُودًا فِى قَذْفٍ تَابَ وَلاَ يُشْتَرَطُ  لَفْظُ الشَّهَادَةِ وَفِى هِلاَلِ الْفِطْرِ وَ ذِى الْحِجَّةِ شَهَادَةُ حُرَّيْنِ اَوْ حُرٍّ وَحُرَّتَيْنِ بِشَرْطِ الْعَدَالَةِ وَلَفْظُ الشَّهَادَةِ  لاَ الدَّعْوَى وَاِنْ لَمْ يَكُنْ بِالسَّمَاءِ  عِلَّةٌ  فَلاَ بُدَّ فِى الْكُلِّ مِنْ جَمْعٍ عَظِيمٍ يَقَعُ  الْعِلْمُ بِخَبَرِهِمْ  وَفِى رِوَايَةٍ  يُكْتَفَى  بِاِثْنَيْنِ وَ قَالَ الطَّحَاوِى يُكْتَفَى بِوَاحِدٍ اِنْ جَاءَ مِنْ خَارِجِ الْبَلَدِ اَوْ كَانَ عَلَى مَكَانٍ مُرْتَفَعٍ وَلَوْ صَامُوا ثَلَثِينَ وَلَمْ يَرَوْهُ حَلَّ الْفِطْرُ اِنْ صَامُوا بِشَهَادَةِ اثْنَيْنِ وَاِنْ بِشَهَادَةِ وَاحِدٍ لاَ يَحِلُّ وَمَنْ رَأَى هِلاَلَ رَمَضَانَ  وَالْفِطْرَ وَرُدَّ قَوْلُهُ صَامَ  وَاِنْ  اَفْطَرَ قَضَى فَقَطْ وَيَجِبُ  عَلَى النَّاسِ اِلْتِمَاسُ الْهِلاَلِ  فِى التَّاسِعِ وَالْعِشْرِينَ مِنْ شَعْبَانَ وَمِنْ رَمَضَانَ وَاِذَا ثَبَتَ فِىمَوْضِعٍ لَزِمَ جَمِيعَ النَّاسِ وَقِيلَ يَخْتَلِفُ بِاِخْتِلاَفِ الْمَطَالِعِ

ORUÇ KiTABI

Oruç, fecri sadıktan güneş batana kadar, ehil kişiden olan niyet ile yemeyi, içmeyi ve cima (cinsi münasebeti) etmeyi terk etmektir. Oruca ehil olan müslüman, akıllı, hayız ve nifastan temiz olandır.

Ramazan orucu her bir mükellef müslüman üzerine eda ve kaza bakımından farzdır. Adanmış oruçlar ve keffaret oruçları vacibtir. Bundan başka oruçlar nafiledir. İki bayram günü ve teşrik günlerinde [1] oruç tutmak haramdır.

Ramazanı eda etmek, günü belli nezri tutmak geceden itiba-ren gündüzün yarısının evveline kadar olan bir niyetle caizdir.[2] Esah rivayette gündüzün ortasında yapılan niyetle caiz olmaz. (Bu ikisi) mutlak oruç niyetiyle ve nafile niyetiyle caizdir.

Ramazan orucu, sahih ve mukim olan kişi için başka bir vacib oruca niyet etmekle de sahihtir. Muayyen adanmış oruçlar (başka bir vacibe niyet etmekle) sahih olmaz, belki niyet ettiği şey geçer-lidir. Hasta veya yolcu olan, Ramazan’da başka bir vacib oruca niyet etse, o niyet etmiş olduğu şey vaki olur. İmameyne göre Ramazan orucu olarak vaki olur.[3]

Nafile oruçların tamamı gündüzün yarısından evvelki niyetle caizdir. Kaza, mutlak (günü belirtilmeyen) nezir, ve keffaret oruçları ancak (imsak vaktine kadar) geceden tayin edilen bir niyetle sahihtir.

Ramazan ayı, ramazan hilalini görmekle veya Şaban ayını otuza tamamlamakla sabit olur.

Şek gününde (Şabanın 29. veya 30. günü) nafileden başka oruç tutulmaz. Eğer âdeti olan günün orucuna denk gelirse, o müste-habtır. Eğer böyle (adeti olan güne) denk gelmezse, alim olanlar oruç tutar, diğerleri gündüzün yarısından sonra iftar ederler.

Şek gününde Ramazan orucu veya başka bir vacib oruç niye-tiyle tutmak mekruhtur. Aynı şekilde (tereddütlü olarak), eğer Rama-zan ise Ramazana, değilse nafile veya başka bir vacibe niyet ede-rek oruç tutması mekruhtur. Eğer (şek günü) Ramazan olduğu sabit olursa, geride sayılan oruçların tamamı sahihtir; şayet böyle değilse, eğer niyetini kesin yaptıysa niyet ettiği şeyden vaki olur, eğer tereddütlü ise nafile olur.

Eğer (şek gününde), Ramazan ise oruçluyum değilse oruçlu değilim, şeklinde niyet ederse o günün Ramazan olduğu sabit olsa bile sahih olmaz ve oruçlu sayılmaz.

(Şek gününde) Gök yüzünde bir illet (bulut, sis) bulunursa, Ra- mazan hilalinin sabit olmasında adil olan bir kişinin haberi kabul edilir, isterse bu kişi köle, kadın, iftiradan ceza sopası yiyip tövbe etmiş biri olsun. Bu husustaki şahitlikte şahadet sözü şart değildir.

Ramazan bayramı günü ve Zilhicce ayının hilalinin sabit olma-sında, iki hür erkeğin veya bir hür erkek ve iki kadının şahitliği, adalet şartı ve şahadet lafzı (söylemesi) şart koşuldu. Dava açılması şart değildir.

Eğer gök yüzünde bir illet yok ise, bütün hilallerin sabit olma-sında, verdikleri haber ile kesin ilim vaki olan büyük bir cemaatın bulunması elbette lazımdır. (İmamı A’zam’dan) Bir rivayette iki kişi-nin şahitliği yeterlidir. İmamı Tahavi der ki, eğer beldenin dışından gelmişse veya yüksek bir mekanda bulunuyorsa bir kişinin şahit-liği de yeter.

Şayet Ramazan ayını otuz gün oruç tutsalar ve hilali göre-meseler, eğer başlangıçta iki kişinin şahitliğiyle oruç tutmaya başla mış iseler, iftar (bayram) etmeleri helaldir. Eğer bir kişinin şahit-liğiyle Ramazana başlamışlarsa (bu taktirde) iftar etmeleri helal olmaz. (Hava açık ise en az iki kişinin şahitliği lazımdır, hava kapalı ise otuz gün tamam olduğundan bayram yapılır.)

Her kim ki Ramazan hilalini veya bayram hilalini görse ve sözü (kâdı tarafından) red edilse, (kendisi Ramazan orucunu) tutar, eğer iftar ederse, sadece kaza eder (keffaret gerekmez.)

Bütün insanlar üzerine Şabanın ve Ramazanın yirmi dokuzun-da, hilali araştırmaları (kifaye olarak) vacibtir.

Bir mevzıda hilal sabit olsa, bütün insanlar üzerine (hilalin subutu) lazım gelir. Denildi ki, matla’ların (hilalin doğduğu yerler) değişmesiyle, (ayların ilk ve son gününün sabit olması da) değişir. (Bu zamanda dini işlerde bile


http://www.alikarahoca.net/videolar/videobak/198/fikih-sohbetleri/oruc-fikhi-1-multeka.html

[1] Teşrik günleri, kurban bayramınnın 2, 3, 4. günleridir.

[2] Akşam güneş batınca yarın için niyet vakti başlar ve yarın öğlene bir saat kalana kadar devam eder. Ramazan kazası, mutlak adanmış oruçların niyeti imsak vaktinden evvel olmalıdır. Nafileler, Ramazan gibi olup öğlene bir saat kalana kadar niyetleri olabilir.

[3] İmamı A’zam’ın görüşü sayesinde keffaret tutanlar, günlerin sayısı noksan olursa Ramazan’da sefere çıkmakla keffaretlerini tamamlayabilirler.

Yasal uyarı : Sitedeki sohbet, yazı ve resimler; üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadan ve kaynak göstererek alınabilir.
Üzerinde değişiklik yapılması, ticari amaçla kullanılması hukûken yasaktır.